Gece
Gündüz

Yüksek Frekans

17 October 2020
yazdı
1 dakikalık okuma

Aydınlanmanın habercisi, karanlık hislerin yaratıcısıdır.

“Bugün bir geçsin düşünürüz” dünyasında, “her şey olacağına varır” rüyasından uyan. Olacakları önceden tahmin etme gibi bir lüksün yok fakat olanlara seyirci kalmamak için oyuncu olmalısın. Bir oyun düşün, yazılımını kendin üstlendiğin. Oyun, senin hakimiyetinde belirlenen özellikleri işliyor. Bir süre sonra oyun, senin kontrolün dışında yazılımını geliştiriyor ve hiç tanımlamadığın özellikler kendini göstermeye başlıyor. Bağımsız bir şekilde. Bu yapay zeka mantığıdır. Oyunun kurucusu bilincimiz ve oyun ise bilinçaltıdır. Belirlediğin temellerin üstüne kendi içinde gelişen ve farklı kombinasyonlar türeten bir yapısı vardır.

Game-Over

Negatif düşünce yapısıyla süslenmiş bir bilinçaltına sürpriz yapmak çok zordur. Çünkü o heyecan duygusunu kaybetmek üzeredir. Heyecan bizi ayakta tutmaya çalışan bir kol değneği gibidir. İkiye ayrılır: İhtiyacını hissettiğin ve gerçekten seninle olan. İki ayrımı yapabilmek keşfedilmiş bir sen içerir. Yolun sonundaki aydınlığı görebilmek; ışığı ne denli görmek istediğimizdeki çabada gizlidir. İsteklilik ibaresiyle görünmez olur karanlıklar, yani imkansızlıklar.

Başkalarının farkındalığını uyandırdığı davranışlardan vazgeçmeme güdüsü, insanoğlunun kronik virüsü.

Beş dakika önceki heves neden mi yok ? İçini neyle doldurduğun önemli. Fazla anlamdan arındırılmış bir karışımsa lezzeti artabilir. Belki de umutsuzluğa ihtiyacın olan bir anda eğlenmeyi seçtin. Mutsuzluğa olan inancımızı yitirip, mutlu olmak için çabaladın. Yaşayacaklarını erteledin veya yerine başka bir şey koydun ne farkeder? Zamanı ötelediğini sanarsın fakat işleyiş farklıdır. Olayın zararını indirgemek, olaydan kaçmaktan değil; olayı kavramaktan geçer. Topu göğsünle yumuşatmaya benzer.

Mutluluğu hedef olarak değil, araç olarak yanında taşırsan; amaca bağlı kalmadan da iliklerine dek hissedersin. Duyguların yöneticisi olan kendinsin. Bunun miktarını ve gidişatını kendin belirlersin. Üzerine düşüp derinine inersen yaşa, indiğini farketmezsen uyan, geri çıkabilirsen kazandığın boyutu taşı.

Mutsuz olmaya da ihtiyacımız var unutma.

 

Hasan Çakır

1997 Antalya doğumluyum. Müzik prodüktörlüğü ve söz yazarlığıyla ilgileniyorum.

1 Comment

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR