Dünyanın en uzun yaşayan insanlarına dair haberleri dönem dönem mutlaka görürüz, peki bir dönem bir vatandaşımızın dünyayı uzun ömrüyle şaşırtmayı başardığını ve
Televizyon ekranlarında neyi ne zaman izleyeceğimiz sorusunun içinden çıkılamaz bir hal alıp ekran karmaşasına dönüşmesi ve genel olarak pandemi döneminde azalması gerekirken
1990 yılında dünyaya gelen Dilara Fındıkoğlu, lise hayatını da Türkiye’de geçirdikten sonra İngiltere’deki dünyaca ünlü moda okulu Central St. Martins’den kabul alıyor ve oraya
Aydınlanmanın habercisi, karanlık hislerin yaratıcısıdır. “Bugün bir geçsin düşünürüz” dünyasında, “her şey olacağına varır” rüyasından uyan. Olacakları önceden tahmin etme gibi bir
Miguel de Cervantes’in “aylak” okuyuculara sunduğu Don Kişot’un 400 yıl önce atını mahmuzlayıp zamanın sınırlarına atıldığında, onları 21. yüzyıl okuyucularına kadar ulaşacağını
Çocukları yoktu artık, güzeller güzeli sevgilisi yoktu artık… Namı yoktu, yiğitliğine yakılmış şarkılar okunmuyordu artık. ‘Herakles’ efsanesi bir anda yerini lanete bürümüştü.
Yazdıklarımın okuyucusunun belirli (kısıtlı) bir kitlesi olduğunun farkındayım. Gerek yazdıklarımdan gerekse ilgi çekiciliği düşük olan konulardan kaynaklı olsa gerek. Veya belki de