Gece
Gündüz

“Serotonin” Kısa Film Analizi

24 December 2020
yazdı
1 dakikalık okuma

Bu hafta Mert Er’in yazıp yönettiği ve Begün Doğar’ın oynadığı “Serotonin” adlı kısa filmin analizini yapacağım. Yazı filmin detayları hakkında yoğun bilgi içermektedir.

Filmin ilk sahnesinde genç bir kızın gayet güzel giyimli ve makyajlı hali gösteriliyor. Sokakta, iş yerinde, metroda, otobüste, kafede, barda, kütüphanede gördüğümüz bir insandan farksız. Veya dikkatimizi çeken herhangi bir davranışı, absürt bir giyinişi olmayan bir karakteri gösteriyorlar. Günlük hayatın yorgunluğuyla evine girip, kıyafetini değiştirip, makyajını temizliyor ama aynada kendine attığı bakışından sadece günlük bir yorgunluğunun olmadığını, oyuncunun oyunculuğuyla algılıyor izleyen. Daha sonra birçoğumuzun zevkle yaptığı bir işi gönülsüz ve isteksizce yapıyor: Film izliyor. Dikkatini veremediğini görüyoruz (telefonla uğraşıyor) ve mutfaktan bir şeyler almaya giderken filmi durdurmuyor bile. Burada ki ayrıntı kişinin bir şeye odaklanamaması değil bir şeylerden zevk alamamasına yorulabilir. İçkisini alıp kanepeye tekrar gelirken içkinin yanına çerez* de alıyor.
Telefon çalıyor. Annesi arıyor. Diyaloglarda geçen cümleler, tek başına ailesinden uzakta yaşayan herkes tarafından kullanılmış yalanlar diyebilirim.

“-İyiyim
-Biraz yorgunum sadece
-Geliyorlar, yalnız bırakmıyorlar,” gibi filmde de geçen diyalogları yaşamış olanlar bu filmde kendini rahatça görebilir.
Filmin final sahnesinde pikaptan açılan bir müzik eşliğinde oyuncumuz pencereye çıkarak hayatına son veriyor. Pencere kenarında kadraja alınan bir güvercin ayrıntısı özgürlüğün sadece uçmak olmadığını gösteren bir obje olarak hatıramda yerini aldı.

*çerez: İntiharı kafasına koymuş bir bireyin psikolojik olarak kendisini düşünmesi asla söz konusu değildir ve çerez olayı içkinin sertliğini azaltması yönünde günümüze kadar gelmiş bir alışkanlıktır. Bu ayrıntı çok dikkat çekmese de dikkat edilmesi gereken bir ayrıntıydı.

Yorum Yap

Your email address will not be published.