Thrash metalin en istikrarlı isimlerinden efsane Overkill 28 Eylül Cumartesi tarihinde, Wings Over Europe turnesi kapsamında Ankara’ya geldi. Turne kapsamında İstanbul ve İzmir’de dahil olmak üzere ülkemizde üç konser gerçekleştirildi ve bizler de rahat rahat metale doyduk. Konseri ön sıradan (evet, en ön) izlemiş biri olarak söyleyeceklerim elbette olmalıydı.
Overkill vasıtasıyla aslında çok yakınımda olan fakat bir türlü gitmeye fırsat yakalayamadığım Milyon Performance Hall’u da görmüş oldum. Daha önce sinema olarak faaliyet gösteren mekanın imkanlarından fazlasıyla yararlanmışlar, bunu söyleyebilirim. Sahnenin konumu, yüksekliği ve genişliği konser havasını yaşamanıza büyük katkı sağlıyor. İzleyici alanının genişliği de thrash-sever kalabalığın hareketliliğini kaldırabilecek düzeydeydi. Öyle ki moshpit ve crowd surfing bile gördük. Aradığım ruh!
Değinmek istediğim çok da ufak olmayan bir nokta var. Overkill gibi bir grubu Ankara’ya, Bahçelievler’e kadar getiriyorsunuz fakat grubun müziğini kaldırabilecek teknik hazırlıklara sahip değilsiniz. İşte bu biraz rahatsız edici. Elbette hazırlık sürecinde kimin neyde ne kadar söz hakkı oldu bilemem. Fakat şunu söyleyebilirim ki, Bobby “Blitz” Ellsworth’ü kanlı canlı görmek harikaydı, keşke sesini de duyabilseydik. Evet, konser boyunca Bobby’nin vokallerini duyabilmek için mücadele verdim. Bu çektiğimiz sıkıntı sadece ön sıraya özel miydi emin değilim, ki böylesi daha da kötü. Bir buçuk saat sırf ön sırada olabilmek için beklenilen sıranın geri dönüşü bu olmamalı. Lead gitarın sesinin oldukça kısık olması ve davulun her şeyi bastıracak kadar gürültülü olması gittikçe tatsızlaşan bir durum ortaya çıkardı. Ama elbette, sahnedeki Overkill’di ve bizler kafa sallamayı, eğlenmeyi başardık.
Böylece bir başka dipnot yerleştirme ihtiyacı duyuyorum. Eğlence konusunda. Bu bir thrash metal konseri ve elbette sahneye çıkan, crowd surfing yapanlar olacak. Grubun kendi bile bu durumlara gülüp geçerken, hatta eğlenirken güvenlik görevlilerinin aşırı agresif tutumları hiç hoş olmadı. Belli ki neyle karşılaşacaklarına dair gerekli uyarı yapılmamış. Elbette bu gibi durumlarda müdahale edilmesi gerekir. Sahneye çıkan bir çılgın hayranı en kısa zamanda oradan indirmelisiniz, bu bilinen bir kuraldır. Fakat bu sırada konserin tadını çıkaran diğer izleyicilerin kendini kötü hissetmemesi gerekir. Görevlileri yakından gözlemleyebildiğim için söyleyebilirim ki, belli anlardaki tutumları beni konserden uzaklaştırdı.
Aksaklıklar ve tatsızlıkları bir kenara bırakırsak, Overkill gibi bir efsaneyi Ankara’da izleme şansını yakaladık. Ne olursa olsun sırf bu yüzden o gecenin önemi benim için büyük. Son albümleri ile son yılların en harika thrash metal albümlerinden birini ortaya çıkaran grubun yeni ve eski kayıtlarından bir koca sofra dolusu tattık! Yaşlarına rağmen bu kadar enerjik ve harika çalmaları da yüzümü gülümseten ayrıntılardan. Özellikle D.D. Verni o kadar dinamik bir performans sergiledi ki, kendisine neden hayran olduğumu bir kez daha anladım.
Buralarda bir daha Overkill’in kanatlarını görür müyüz bilmiyorum. Sonuç olarak grup (hiç öyle hissettirmeseler de) artık kariyerinin son aşamasında. Elbette teknik aksaklıkların yaşanmadığı bir tecrübe isterdik ama bu tanık olduğumuz efsanevi anın önemini değiştirmiyor.