Halide Edip Adıvar’ın yazmış olduğu “ATEŞTEN GÖMLEK”, Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan aşk, memleket, vatan-millet sevgisini konu alır.
Kitaptaki karakterler ele alındığında göze ilk çarpan kadın-erkek fark etmeden vatanı ve milleti için canını ortaya koyan insanlardır. Öyle ki karakterlerden ‘Peyami’, Kurtuluş Savaşı’nda bacaklarını kaybetmiş, başına saplı kurşun nedeniyle sürekli hayallere dalan bir insan olmasına rağmen kaldığı Cebeci Hastanesi’nde tedavisi devam ederken, başından geçenleri yazmıştır. Bir diğer karakterimiz ‘Ayşe’ kocasını ve çocuğunu Yunanlıların saldırısı sonucu kaybetmiştir. Buna rağmen bu olay dışında hiçbir özel hayatını vatan millet davasına karıştırmayan Ayşe, hayranlık uyandıracak güzelliği ve zekası ile diğer karakterlerin ilgisini çekmiştir. Kadın-erkek ayrımının daha çok hissedildiği o dönemde, bir kadının vatanı için savaşa katılması, destek vermesi ve başından geçen olayları ustalıkla aşması Türk kadınının cesaretini ve zekasını gözler önüne sermiştir. Ayşe’nin bu yoldaki en büyük destekçisi, ağabeyi ‘Cemal’dir. Bir çok muharebeye katılmış olan cesur bir Türk subayıdır. Kendisi gibi vatan aşkı ile yanıp tutuşan ‘İhsan’ ve ‘Mehmet Çavuş’ karakterleri de bir milletin ayağa kalkışındaki gücünü, birlik ve beraberliğini ve en önemlisi de bitmeyen tükenmeyen cesaretlerini açıkça belli eden karakterlerdir.
Kitapta geçen olaylar okuyucuyu derinden etkileyecek niteliktedir. Bir vatanın, cesur bir millet tarafından nasıl, ne şartlarda, hangi ruh halleri ve ne zorluklarla geri alındığının en gurur verici, en başarılı anlatımıdır. Yüzyıllardır dillerden düşmeyen ‘aşk’ kavramı, dönemin zorlu şartlarında da ön planda kendisine yer bulmuştur.
Halide Edip Adıvar, Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir yazar olarak savaşı bütün acısıyla, üzüntüsüyle yaşamış ve gördüğü her olayı ustalıkla yazmış bir kadın yazarımızdır. Savaşın yıkıcılığının yanında aşkı, cesareti, korkuları, umutları bir kalemde anlatıp kadınların üstlendikleri rolleri, büründükleri duygu hallerini ve erkeklerin bakış açılarını okuyucu ile buluşturan Halide Edip Adıvar, bu sayede Cumhuriyet devri romancılığının ilk örneğini de vermiş bulunmaktadır.
Kitapta geçen Sultanahmet Mitingi, İstanbul’un işgali, Kuvayi Milliye’ye katılmalar, hilafetçilerle savaş, çete kuvvetlerinden düzenli orduya geçiş, çekilen acılar, katlanılan fedakarlıklar ancak bunları yakından yaşayan birinin anlatabileceği bir canlılıkla anlatılmıştır. Kitaptaki tanımlamalar, betimlemeler, analizler ve tahliller olayların ve okuyucunun hissettiklerinin heyecanlı ve coşkulu bir anlatıma ulaşmasında önemli rol oynamışlardır.
Hem vatanın içinde bulunduğu felaketi anlatan, hem de bu felaketi yaşayan; aşkları, ihtirasları, kıskançlıkları ve vaziyetleri arasında kalan insanların ruh çatışmalarının hikayesidir.