Testosteron kelimesini duyduğunuz zaman hepinizin aklına erkek hormonu geldiğine eminim. Bir insanın cinsiyetine karar veren en önemli faktör olarak düşünülüyordu -bazı çevrelerde hala öyle- ama cinsiyet anlayışındaki kalıpların yıkılması ile testosteron hakkındaki bilgilerde gelişti.
Testosteron, herkes için ana seks hormonlarından biridir. Kendini erkek olarak tanımlamayan kişiler içinde önemli sağlık etkileri –iyi veya kötü- bulunmaktadır. Bu yazımızda testosteronun kadın vücudunda oynadığı rol ve dengesi bozulduğunda ise ortaya çıkan sonuçlar dahil olmak üzere bilmeniz gerekenleri sizlere anlatacağız.
Hormon uzmanlarına göre testosteron, östrojen ve progesteron ile birlikte vücuttaki en iyi bilinen seks hormonlarından biri. Penisin, testislerin ve spermlerin yanı sıra kasların ve kemiklerin gelişimi içinde önemli rol oynamaktadır. Kadınlarda genel olarak erkeklere göre çok daha düşük seviyelerde bulunmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz testosteron, östrojen ve progesteron üç büyük cinsiyet hormonudur. Hepsi birlikte çalışmaktadır ve birinin dengesinin bozulması diğerlerinin de seviyesini etkilemektedir.
Testosteron, kadınlarda da cinsel istek ve arzu için önemlidir. Düşük testosteronun hem erkeklerde hem de kadınlarda azalmış cinsel istekle bağlantılı olduğunu uzun zamandır biliniyor. Ayrıca testosteron düşüklüğü strese yol açıyor. Bunun en büyük sebebi ise östrojen ve progesteronun telafi etmek için daha fazla çalışmasına neden oluyor ve bu da vücudu strese sokuyor. Stres sonucu bireylerde uykusuzluk ve sinirlilik görülüyor.
Testosteronun az olması gibi çok olması da kadın vücudunda kendi dengesizliğini yaratmakta. Çok fazla testosteron -yumurtalıklar adet döngüsü sırasında yumurta bırakmadığında- kadın anovulatuar kısırlığının ana nedeni olmakta ve kadınlarda yaygın görülen polikistik over sendromunun da temel özelliğidir. Tabii sadece bunlarla kısıtlı değil:
- Regl düzensizliği
- Çene veya başka yerlerde tüylenme
- Yumurtalıklarda kist
- Kilo alımı gibi yan etkilerini sayabiliriz.
Yüksek testosteronun insülin direnci ile de doğrudan bağlantısı bulunuyor bu da karbonhidrata olduğundan daha fazla istek duyulmasına sebep olmakta.
Yukarıda kadınlarda az testosteronun ve çok testosteronun vücutta bıraktığı yan etkilerden bahsettik. Bir de yaşadığımız stresin testosterona etkisi var. Çok fazla stres altındayken progesteron, östrojen ve testosteron seviyeleri düşüşe geçebiliyor.
Bu testosteron seviyelerini kontrol altında tutabileceğiniz, uzmanların önerdiği tavsiyeleri günlük hayatınızın bir parçası haline getirebilirsiniz.
Stres Yönetimi
Bunların başında tabii ki de stres yönetimi gelmekte. Hayatınızda şükür edeceğiniz şeyleri yazmak, başarılarınızı paylaşmak ve sevdiklerinizle vakit geçirmek stres düzeyinize doğrudan etki edecek paylaşımlar.
Pozitife Odaklanmak
Evet hayat siyah ve beyazlardan oluşuyor ama biraz daha pozitifliklere odaklanmak, denge kurmak kortizon seviyesini %23 oranında düşürdüğü ve testosteronun öncüsü olan DHEA’yı yükselttiği araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Egzersiz Yapmak
Ne kadar nefret ederseniz edin egzersiz yapmak stresi düşürmede bire bir. Tabii ki zihinsel olarak da pozitife odaklanmanıza yardımcı olabileceği gibi kalbe de iyi gelmekte. Yazmadığımız daha bir sürü olumlu sonucu bulunmakta egzersizin.
Yiyecekler
Yediklerinize dikkat etmenin önemi sadece hormon seviyesini düzenlemek için değil daha kaliteli bir yaşam içinde hayati önem taşıyor. Sabit kan şekeri seviyeleri için yiyecekler önemli faktörler arasında -tabii daha dengeli ruh hali içinde-.
Bunların yanı sıra tıbbi yardımlarda önemli ve bunun için öncelikle doktorunuzla görüşmeli ve size uygun tedavi için uzman kişilerle bu yolda yürümelisiniz. Sağlık her şeyden önce gelir. Başka bir deyişle, bu sadece “kendini iyi hisset” tavsiyesi değildir; hormonlarınız için hayati önem taşır.