2016 senesinde duyduğum bir kelime “Adanmışlık”. Anlamını elbette herkes gibi bende biliyordum ama bilmek yetmiyor, yaşamak gerekiyormuş. Belki siz de tanışırsınız bu kelime ile, belki sizin de yolculuk misafiriniz olur.
Siz de soruyor musunuz kendinize ben ne için yaşıyorum diye? Ben soruyorum. Sabahları ne için kalkıyorum ne için evimden işime gidiyorum diye soruyorum. Yıllardır kafamda bir kelime dönüyor. Adanmışlık. İşte bu o. Hayatın içinde kendini bulabildiğin her ne ise o.
İnsan kendini nasıl adar? Yada kendini bir şeye adamak için neler yapar?
Her insanın bir hikayesi vardır. Bazı hikayelerin de adanmışlığı. Hikaye hayatın akışında gelişir ama adanmışlık bizimle. Önce sorgulamalı insan her geçen gün ben bugün kendim için ne yaptım diye sonra da nasıl yaptım diye. Çünkü vardığın yol değil yolculuktur önemli olan. Yolu sevemezsen varamazsın. Hikayenin sonunu yazabilmek için o yolu gitmelisin..
Her hikaye kolay yazılmadığı gibi her yol da kolay gidilmez. Önce dur diyecekler sana sonra engeller koyacaklar yoluna. Sen ise arkana bakmadan yürüyeceksin adanmışlığına. Yerinde saymak kitabında yazmayacak, inşallah kelimesini hiç duymamış sanacaksın kendini, düştüğünde bile bir dahaki düşmende nasıl kalkacağını düşüneceksin. Etraftaki sesleri değil yalnızca kalbinin ve aklının sesini duyacaksın.
Önce bir temel kuracaksın hikayene, o temeli sağlamlaştırdığına inandığın anda üzerine tuğlaları bir bir koyacaksın. Acele etmeden, yıkılmayacağından emin olarak. Hikayen bittiğinde nasıl görüneceğini bileceksin ama yolculuğun zorluklarının onu nasıl değiştireceğini de. Yoluna hepsini bilerek devam edeceksin. Hasarlara göğüs gereceksin çünkü bileceksin vardığın yere varan herkesin hasarlardan yapılmış yollardan geldiğini..
Yolculuk bu kadar zor iken basit şeylerden mutlu olmayı da bileceksin. Beton yığınlarının arasından filizlenen tohum gibi tutunacaksın hayata. Meydan okuyacaksın bir kere. Kaya gibi sert duracaksın, bileceksin çılgın dalgalar, hortumlar da gelse en fazla savrulacağını yıkılmayacağını. Adanmışlığını hayatın değil hayatını adanmışlığın yapacaksın. Öyle zamanımı ayırayım olmayacak mesele, gerekirse bükeceksin zamanı araya adanmışlığını koyacaksın..
En kısa yoldan anlatmak gerekirse adanmışlık insanın hayata gelme amacıdır ve bunu bulmaktaki yolculuktur önemli olan. Bu bir meslek, bir tutku bir duygu veya bir fikirde saklıdır. Saklı olanı çıkarmak, içimizde bulmak ve peşinden gitmek de bizim elimizdedir. Yaşamımız bizim tercihimiz ile başlamayan bir hikayedir ama bunu şekillendirmek bizim elimizdedir.
Her yazımı bitirirken dediğim gibi sevgi bizizdir bizim içimizdir. Her şey kendimizi sevmekle başlar, hayatımızı ve hayatımızda olanları sevmemiz ile devam eder. Bu yazım da hayatını bir amaca adayanlara ve her şeye rağmen gittiği yolu sevenlerin olsun..