Ankara'da Rüya Gibi 2 Mekan

Cumartesi günü çok sevdiğim bir arkadaşımla yeni keşfettiğimiz mekanları önermek için buradayım. Malumunuz, okullar açıldı ve bizim moral toplamamız gerekiyordu bu yüzden iki tane çok şirin kafe gezdik. Ankara’da yaşıyorsanız veya bu şehre ziyarete geldiyseniz kesinlikle gitmeniz gereken rüya gibi iki mekana buyurunuz o halde!

1. Amelie’s Garden

Öncelikle bu mekan her saat tıklım tıklım dolu olan bir mekan. İnsanların biri giriyor, biri çıkıyor. Caz müziği eşliğinde çayınızı kahvenizi yudumlarken sizi eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Akşamları gerçekleşen canlı müzikler mekana hoş bir hava katıyor. Sağlıklı ve hafif yiyecekler de bulmak mümkün burada. Kahveleri muazzam… Bahçesi bir ayrı güzel, çalışanlar sizi güler yüzle karşılıyorlar. Yiyeceğinizden veya içtiğiniz içecekten memnun kalmazsanız değiştirme şansınız oluyor.

Kışın dış mekan biraz soğuk olsa da yazın mükemmel bir yer! İlk başta gittiğimizde yer bulamadığımız için herhangi bir yere oturduk, kısa bir süre içinde çalışan elemanlardan biri bize istediğimiz yerin boş olduğunu söyledi ve biz de o yere geçtik. İstediğiniz yere oturma şansı bulamadığınız zaman biraz bekleyip kısa bir süre sonra yine güler yüzle istediğiniz yere oturma şansınız mutlaka oluyor.

Yeri, Şili Meydanı Güneş Sokak’ta bulunmakta. Öyle hoş bir mekan ki, kahveler, tatlılar her şeyi çok güzel, sunumları çok şirin. Dekor muhteşem olmuş, saatlerce oturabiliyorsunuz ve kimse de size bir şey demiyor. Sanki Avrupa’da bir kafede oturuyormuşsunuz hissi veren bu mekanın tatlılarından da ayrıca bahsetmek isterim. Menüdeki bütün tatlılar ev yapımı. Hem instagrama koymalıyım dedirtiyor hem de dudak ısırtan lezzetlerle tadını damağınızda bırakıyor.

Amelie’s Garden açıldığından bu yana çok uzun bir zaman olmamış fakat büyük bir kitleye ulaşmayı başarmış. Resimlerine baktığım ilk andan beri gelmek istedim. Ulaşım açısından kolay bir yerde fakat araç ile gelirseniz park yeri açısından sıkıntı yaşayabilmeniz mümkün. Otobüsle gelirseniz Kuğulu Park’ta inip yürüyerek geçebilirsiniz.

Kafenin arka tarafında bitkileri inceleyebileceğiniz, kendinize saksı seçip kendi ait etli bir bitki dikebileceğiniz bir alan var. Burada çeşitli demleme yöntemiyle kahveleri deneyebilmeniz mümkün. Sonuç itibariyle gelmenizi tavsiye ederim.

2. Cafemiz

Bu yer benim en sevdiğim mekan. Girdiğiniz andan itibaren sıcaklığını hissedeceğiniz bir mekan. Çalışan elemanlar sizi sanki bulutların üstündeymişsiniz gibi hissettiriyor. Ankara’nın ilk kafesi olma özelliğiyle tanınıyor. Kesinlikle sessiz sakin ve huzur dolu bir kafe.

Burada ayrıca misafirler için yaptıkları bir dilek ağacı var, ben bu fikri şahsen çok beğendim. Masada ağacın dallarına koymamız için kağıtları süslemişler. Siz sadece dileğinizi dileyip istediğiniz dala asıyorsunuz. Çeşit çeşit materyalden kendinize kocaman bir kap dolusu salata yaptırabileceğiniz ender yerlerden bir tanesidir. Bahçesi ve yeşil ortamıyla sanki cennetteymişsiniz gibi hissettiren bir mekan.

Burası kesinlikle Ankara’ya gidip yapılacaklar listesinde yer alıyor. Yemeklerinin de ayrıca lezzetine doyum olmuyor. Salataları ise enfes derecede güzeldir. Özellikle yazın bahçesinde oturmak için şirin, ideal bir kafe. Yine çalışanlar sizi her an bir şeye ihtiyacımız var gibi sürekli iletişim halindeler ve çok güler yüzlüler.

Bu yere geldiğimde, mocha caremelatta adını verdikleri kahveden içmiştim. Bildiğiniz üzere mochanın içinde çikolata bulunmakta ve üzerine krema ile karamel sos döküp ortaya fotoğraflık, içmeye kıyamadığınız bir sunum çıkıveriyor karşınıza. Ben bu kış gittiğimde mecburen içeride oturdum ancak havalar güzelken giderseniz kesinlikle dışarıda oturmalısınız! Ayrıca aileler için de gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.