Gece
Gündüz

Rap Müziğin Enteresan Sanatçısı KötüKöy’den Çiğ

27 January 2021
7 dk'lık okuma
cig-kotukoy-arsivleri-rap

Rap müziğin parlayan isimlerinden bir tanesi de KötüKöy’den Çiğ! “Yok”, “Apartman”, “Retina” ve “Yokuş” gibi şarkıları ile rap müziğe derin anlamları ince ve dikkatli bir şekilde işleyen sanatçı, rap müziği gerçekten kaliteli bir seviyeye de taşıyor. İçimizden biri olan Çiğ ile enteresan bir röportaj gerçekleştirdik. Biz çok keyif aldık. Sizlere de keyifli okumalar dileriz!

Çiğ kimdir? Bize biraz kendinden bahseder misin?

Çiğ kafası karışık biri. İçindeki anlam da bu, olgunlaşmamış olduğu üzerine kurulu.  Dünyaya ve müziğe bakışı karamsar birisi de diyebiliriz. Hem 90’ların tozunu yutmuş, hem de yeni dönemin başlangıcında var olan, iki dönemin arasına sıkışmış bir jenarasyonun sesi olarak değerlendiriyorum kendimi. O yüzden olabildiğince değişimi takip ediyorum, okuyorum, yazıyorum ve tabi ki üretmeye çalışıyorum.

Merak ettiğim bir şey daha var aslında. Neden KötüKöy?

KötüKöy, doğduğum köyün adı. Bir müzik grubu kurmaya karar verdiğimizde, ismini çok da düşünmemize gerek kalmadı. Taşıdığı anlam olarak da karanlık, underground taraflarımızı yansıttığını düşünüyorum.

Rap Müziğin Enteresan Sanatçısı KötüKöyden Çiğ

Hip-hop ve rap kültürü ile tanışman nasıl gerçekleşti?

Hip-hop ile tanışmam ortaokul yıllarında gerçekleşti. İnternet ortamında olmadığımız, sokakta veya sahnede daha sosyal müzik yapabildiğimiz bir dönemdi. Samsun’da Sagopa Kajmer ve Derin Darbe gibi dinleyebileceğimiz kaliteli müzik yapan sanatçılar vardı. Meraklıydım, dinledim, ezberledim. 13-14 yaşında bir çocuk için büyük bir hazineydi. İlk kayıtlarımı almadan önce ayaklı bir rap arşivine dönüştüm. Daha sonra Capon’la tanıştım ve denemeler yapmaya başladım.

Müzikle organik tanıştığını söyledin. Müziğin bu kadar dijitalleşmesi hakkında ne düşünüyorsun?

Hayat dijitalleşiyor. Müziği bunu dışında tutamıyorsun. Dijitalleşmeyi reddetmenin bir anlamı yok o yüzden. Organik müzik yapmak isteyenler yine yapabilir, yapıyorlar da. Teknoloji sizi yapmak istediğiniz herhangi bir şeye daha kolay ulaştırabiliyor. Kolaylıkları ve artıları var, bunları kullanmak lazım.

Doğru. Müziğini yaparken örnek aldığın ya da etkilendiğin şarkılar veya sanatçılar oldu mu? Daha doğrusu, oluyor mu?

Kendimi, stilimi, müzik zevkimi oluşturduğum süreçte etkilendiğim sanatçılar oldu. Benim müziğimde iki dönem var, birincisi çocuk yaşlarımda, rap yapabiliyor olduğumu görmek için rap yaptığım, yüzeysel ezbere dayalı üretimler içeren bi’ dönem. İkincisi ise 3-4 senelik bir olgunlaşma sürecinin ardından ne söylemek istediğimi, ne yapmak istediğimi bildiğim, daha bilinçli olarak ürettiğim şu anki dönem. Söz ve düşünsel olarak işi kendime bırakıyorum ama müzik olarak beni çok etkileyen gruplardan birkaçı Portishead, Massive Attack ve Radiohead diyebilirim.

Türkiye’de ve tabi ki, dünyada var olan rap kültürü ve piyasası hakkında düşüncelerin neler?

Uluslararası değerlendirdiğimizde rap müzik varoluşundan itibaren hep çok dikkat çekiciydi. Günümüzde ise bu dönemin meyvelerini topluyor. Amerika’da ve Avrupa’da işler çok daha profesyonel bir şekilde ilerliyor. Türkiye’de ise henüz o seviyeye ulaşmış değil. Oluşan talebi karşılamak adına düşünülmeden yapılmış, üretimlerin ise bu talebi bir refleks olarak savuşturduğu, derinliği olmayan işler duyuyoruz. Ülkemizdeki yapılan rap müzik için endüstri, hep takip etmek zorunda olduğumuz ama hiçbir zaman yakalayamayacağımız bir kovalamaca gibi görünüyor şimdilik.

Kelimeleri kullanış şeklin çok uyumlu, sözlerinin arkası da hikayelerle dolu. Şarkı sözlerini yazarken nelerden ilham alıyorsun? Ya da nerelerden etkileniyorsun?

Şarkı sözlerini yazarken etkilendiğim bir yer olmuyor demek daha doğru olur. Özellikle kendimi kötü hissettiğim zamanlarda bir şeyler yazma ihtiyacı duyuyorum, yani benim duygu yoğunluğumla alakalı daha çok. Bazen agresifim, bazen bıkkınım. Bazen üzgünüm, bazen haklıyım. Yazarak anlattığımda çok daha özgür hissediyorum, insanlara anlatırken yoruluyorum. İşin teknik kısmından bahsedecek olursak kitap okuyor olmamın kalemimi ve fikirlerimi geliştirdiğini söyleyebilirim. Kitaplarda beni etkileyen olaylar, belki bir cümle, bir kelime ya da hissettirdiği bir şey olursa bunları mutlaka not ederim. Bir de gözlem. Gün içerisinde bir buçuk saat kadar yolculuk yapıyorum, bu sürede müzik dinlemek yerine etrafımı incelemeye çalışıyorum.

Şimdilik solo parçaların ve feat’lerin var. Yakın gelecekle solo bir albüm yapmayı düşünüyor musun?

Tabii ki solo bir albüm yapmak istiyorum. Ama albüm bir sanatçının kimliğini oluşturan en temel parçalardan bir tanesi. Üzerine düşünmek, vakit ayırmak istediğim ciddi bir konu. Bu nedenle imkansızlıklar içinde oldurmaya çalıştığım bir albümden çok, tüm imkanlara sahip olduğum ve sadece müziğe yoğunlaşabileceğim bir dönemde gerçek bir albüm yapmak istiyorum.

Rap Müziğin Enteresan Sanatçısı KötüKöyden Çiğ

Albüm demişken, yeni bir teklin geliyor sanırım yakında, değil mi? Biraz bahseder misin?

Evet, 29 Ocak’ta gelecek. “Retina” aslında benim kafamın içi. Kendimi geliştirmek isterken, asıl kimliğimi oluşturan şeyleri değiştirmemeye çalışıyorum. Yani ben olarak gelişmek istiyorum. Bu yüzden, Retina bir deneme parçası. İnsanlar ne düşünecek gerçekten hiç bilmiyorum. Eski parçalarımda old-school, hiphop ve değişik tarzlar var. Ama böyle bir şeyi ilk defa yapıyorum.

Kendi adıma merakla bekliyorum gerçekten. Hazır tekli demişken, “Yok” ve “Apartman” parçaların gerçekten müthiş olmuş. Ama benim asıl merak ettiğim “Yok” şarkısında şöyle bir cümle geçiyor, ‘Benim hislerim enteresan”. Ne anlatmak istedin bu sözle biraz detaylandırabilir misin?

İnsanların hissettiklerinden ziyade kurallarıyla yaşadığını düşünüyorum. Ben duygusal biriyim, o yüzden kendimi ezberden ve yüzeysellikten mümkün olduğunca uzakta tutuyorum. Bunların dışında kaldıkça da fikirlerim veya hislerim insanlara enteresan geliyor olabilir.

Ne güzel anlattın, cidden. Peki geriye dönüp baktığında kendinle ilgili nasıl hissediyorsun? Neler düşünüyorsun?

Pişman olduğum şeyler var ama tecrübe de böyle bir şey zaten. “Keşke şöyle olmasaydı” demeyi çok sevmiyorum çünkü bana bir şey katmıyor. 3-4 sene ara verdim dediğim dönemde müzik yapabileceğim bir psikolojide değildim. Bol bol okudum, dinledim ve kendimi geliştirdim. O süreç bittiğinde dopdolu bir adamdım. Söylemek istediğim, anlatabileceğim çok fazla şey vardı. “Apartman”  parçası bahsettiğim 3-4 senenin patlaması aslında. Benim için çok özel bir parça.

Dünya edebiyatı ile ilgilendiğini söyledin. Favori kitapların neler diye sorsam?

Dostoyevski’den Budala derim sanırım. Kendimi karakter olarak Prens Mışkin’le çok yakın bulduğum bir dönem oldu. Bir de Édouard Levé – Otoportre. Yazar hayatı boyunca yaşadığı, yaşamadığı, sevdiği veya sevmediği şeyleri birer cümle ile günlük tadında aktarmış. Her cümle birbirinden bağımsız ve düşündürücü. Çok ufak detaylar üzerine bile kafa yormuş. İki kitabı var zaten, ikincisi “İntihar”. Kitabını yayınevine postaladıktan sonra intihar ediyor.

Orijinal bir cevap oldu. Notlarımı aldım ben de. Peki ya seni henüz dinlememiş biri için müziğini birkaç kelimeyle ifade etmeni istesem, neler söylerdin?

Özgün olduğumu düşünüyorum. Tutarsız belki. Zor bir soru gerçekten, geçen günlerde bu soru bir yerde daha karşıma çıktı. İki saat uğraştık, yazıyoruz siliyoruz. Doğru kelimelerle anlatmak istiyorum çünkü kendimi.

Senin gibi yeni ve parlak müzisyenlere neler söylemek istersin?

Önerebileceğim çok şey var. Rap müziğin içinde bulunduğu durum bana garip geliyor. Uyulması gereken kurallar, söylenmesi gereken şeyler var. Bu kuralları en başarılı şekilde uygulayan müzisyenler başarıya ulaşıyor. Müzik özveriyle, tutkuyla yapılmalı diye düşünüyorum. İlk yakalamaları gereken şey özgünlük. Onun dışında kendilerini tanısınlar, geliştirsinler. Her şey müzik demek değil, kaliteli bireyler olsunlar. Okusunlar, araştırsınlar. Nazik, ince insanlar olsunlar. Kadınları metalaştırmasınlar, arkadaş olsunlar. Kendilerine ve müziklerine zaman ayırsınlar falanlar filanlar.

Son olarak gelecekte Çiğ’i nasıl ve nerede göreceğiz?

Onu ben de kestiremiyorum. Şu an yapmam gereken ilk şey, müziğimi organik yollar ile daha fazla insana ulaştırmak. Gelişim sürecinde olduğum için nereye evrileceğini kestiremiyorum. Çok müthiş bir müzisyen olamasam bile, kendime has samimi ve tatlı bir kitleye sahip olacağımı düşünüyorum.

Bu içten ve keyifli sohbeti kendisinin “Yok” şarkısı ile taçlandırmak isterseniz ve diğer teklilerini de -henüz dinlemediyseniz- şiddetle tavsiye ediyoruz.

 

 

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR