Mevsimler döngüsünde yazı yaşıyorsak evren bize bir şey fısıldamıştır. Der ki yolculuk sen de yola düşersin ve o yılın hikayesine başlarsın. Çünkü bu yolculuk sadece gitmek değildir. Bu yolun sonu sanadır. Belki bırakmak gerekir belki de almak, yeni şeyler bilmek bunu kimse bilmez. Bunun cevabı yoldadır.
İşte o zaman yaz gelmişse, içimize yolculuk kelebeği düşmüşse ee hadi kanatlanıp bu yılın hikayesini yazmayalım mı? Ben derim ki gözümüzü kapayalım ve hissedelim. Burası öyle bir yer ki doğa seninle her an konuşuyordur. Mesela güneşin doğuşuna şahitlik etmişsen güneş seni unutmaz umutlarını da doğurur.
Sen basit bir yürüyüş yapmak istersin ormanının içinde kayboldum derken seni uçsuz denizine çıkarır. Rüzgarı teninle buluşmuşsa şanslısındır çünkü yeniden yaşadığını hissettirir. Güneşi batırırken sakın der, sakın umutsuzluğa düşme gece varsa seni asla bırakmayan başını her kaldırdığında göz kırpan yıldızlar vardır.
Burası büyük değildir, küçüğün büyük olduğunu gösteren eşsiz bir yerdir. Neresi burası dediğinizi duyar gibiyim. Burası coğrafyanın yazarı Halikarnas Balıkçısı’nın “Roma’yı gör de öl derler, Gökova’yı gör de yaşa!” dediği Muğla’nın güzel kızlarından Gökova –AKYAKA.
Biraz sadelik biraz salaşlık ama bir o kadar zariflik… Konaklamak için konumu gereği ağırlıkta apart ya da butik otelleri yer alır. Tabii Kamp hayatı istiyorsanız bunun için de müthiş bir alanı vardır tamamen size kalmış.
Evet o zaman başlayalım “yaşamayı” öğretecek AKYAKA da neler yapılır? Öncelikle konaklamak için deniz tarafı mı yoksa Azmak Nehri tarafı mı karar vermeniz gerekiyor. Sabah erken kaldıran temiz havası ve doğası bizi kendine çağırır. O zaman spor kıyafeti, ayakkabısı giyilmiş ve yürüyüş başlamış diyoruz.
Rota orman kampı alanı… Çam Ağaçları adeta sizi selamlıyor ve bir noktaya geldiniz ki işte karşınızda masmavi denizi. Ona bu kadar yukardan bakabilmek inanılmaz bir güç.
Eğer kahvaltı konusunda siz de Cemal SÜREYYA ile aynı düşünüp “yemek yemek üzerine ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” diyorsanız doğru yerdesiniz. Derim ki mutlaka Azmak Nehri kenarında Muğla’nın doğal ürünleriyle serpme kahvaltı yapın.
Ee artık girmeyelim mi denize!!! Hayır önce Kadın Azmağı Nehri… Yaz-kış 8 dereceyi geçmeyen sodalı bir suya sahiptir. Mutlaka bu suya girmenizi öneririm suyun sıcaklığı gereği girdiğinizde verdiği dinçlik hissi bir tarafa berrak suyu sayesinde içindeki dünyaya şahitlik edebiliyor olmak bir tarafa…
Ben derim ki tatilinizin yarım saati bile olsa kamp sandalyenizi Azmak Nehri’ne koyup en sevdiğiniz şarkı eşliğinde kitap okumaya ayırın. Peki kahve zamanı olmasın mı? Şöyle bir Akyaka ile hatırı sayılır zaman geçirmeyelim mi? Bunun için size şiddetle tavsiye edeceğim yerlerden biri West Cafe& Bistro’dur. Azmak Nehri kenarında Akyaka’nın ruhunu yansıtacak sakinlikte ve modernlikte bir yerdir. Burada içeceğiniz kahvenin yeri eminim ki sizin için de çok başka olacaktır.
Şu günlerde halk arasında Aşıklar Yolu olarak bilinen, Eski Marmaris yolundan(Okaliptus Yolu) geçmeyi aman diyeyim unutmayın.3 kilometre boyunca karşılıklı bazılarının boyu 20 metreyi geçmiş okaliptüs ağaçlarından oluşan bir yol. Bu yolda güzel bir fotoğrafı mutlaka arşivinize ekleyin.
Tabii ki bu kadar büyülü bir yolun sonu da güzel yere çıkmalı. İşte burası Akçapınar köyünün meşhur “Akçapınar Tostçusu” şimdiden afiyet olsun.
Farkındayım daha denize girmedik, o kadar çok seçenek var ki hangisi karar veremedim eminim sizin için de öyle olacaktır.O zaman ben sizin için önerilerimi şöyle bir bırakayım siz karar verin. ☺
Akyaka’nın normal sahilinden de girebilirsiniz yakınlarında bulunan koylarından da. Bunlardan bazıları;
“Çınar Sahili
Albay koyu
Akbük Sahili…”
Hani dedik ya Akyaka küçüğün büyük olduğunu gösterir. Buna ispat zamanınıza değer katacak aktiviteler vardır. Bunların en başında sizi büyüleyen Azmak Nehri’ni Tekne ve Kano ile gezmek şiddetle tavsiyedir.
Mesela kitesurf yapsanız veya yapmasanız eminim buranın güzelliğini görünce (dünyada sayılı noktalarındandır) öğrenmek isteyeceksiniz, ki bana kalırsa kendinize bu fırsatı sağlamaya çalışın.
Burası bitmez buranın ruhunu anlamak, akışta kalmak gerekir. Sizlerden ayrılmadan önce akşam yemeğini söylemeden geçemem. Azmak Nehri kenarlarında bulunan Nadirin Yeri, Orfoz Restaurant gibi mekanlarda balık yemenizi tavsiye ederim.
Ve yemekten sonra şöyle esinti eşliğinde müzik keyfi yapmak isterseniz çok naif Pub mekanlar bulunmaktadır.No 22 Riders’Inn öneririm bilginize🤗
Evet benimle olan yolculuğunuzun sonuna geldiniz. Kendinize olan yolculuğunuza başlamanız dileğiyle…