Önceki yazımda sokak hayvanları içine neler yapılabileceğini kısaca tanıtmıştım. Ancak sorunu çekirdeğinde hisseden ve gören birinin deneyimlerini ve önerilerinin aktarılmasının da önemli olduğunu düşündük. Bu yüzden Dokuz Eylül Üniversitesi Hayvan Hakları Topluluğu’nda aktif rol alan Tarık Yılmaz ile röportajımızı gerçekleştirdik.
Tarık Bey kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ben Tarık Yılmaz. Bursa’da doğdum. Üniversiteye kadar olan bütün eğitimimi Bursa’da gördüm. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği bölümünde ikinci sınıfım. Aynı zamanda iki senedir de okulumuzun Hayvan Hakları Topluluğu’nda aktif olarak rol alıyorum.
Hayvanlara karşı olan tutumunuz her zaman var mıydı? Neler yaptınız üniversiteye kadar?
Evet, aslında her zaman vardı. Her zaman severdim. Okulumun düzenlediği kampanyalara her zaman katılırdım. Bazı durumlarda ben en önde olurdum. Bu kampanyalar hayvanları doyurmaktan tutun bağışlara kadar uzanan kampanyalar oluyordu. Ancak bunları tek bir ortak noktası oluyordu: “Sokak Hayvanları”. Bunun yanında tabii ki de kendi çapımda da şeyler yapıyordum. Bulunduğum yerde birçok sokak hayvanı vardı. Bu yüzden elimden geldiğince evimizin önüne bir kap yemek ve su bırakıyorum. Evin içinde olmasa da mümkün olduğunca onlara bakmaya çalışıyorum. Nedense onlardan kendimi çok sorumlu hissediyorum. Bu yüzden elimden geldiğince onlara yardım etmeye çalışıyorum.
Üniversitede gerçekleştirdiğiniz kampanyalarda veya aktivitelerde gördüğünüz durumu okuyucuların sokak hayvanlarının yaşadığı zorluğu daha rahat anlayabilmesi için bize aktarabilir misiniz?
Şu anda Buca’da kalıyorum. Ve söylemem gerekir ki topluluğumuz hâlâ aktif ve bir şeyler yapmaya çalışıyor. Herkes karantinada olduğu için sokak hayvanlarının beslenmeleri maalesef ihmal ediliyor. Bunun farkındayız ve elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Özellikle Hasan Ağa Parkı’nda hayvanlarımızı her zaman besliyoruz. İçinde bulunduğumuz durumu göz önüne aldığımız için bu tabii ki de iki kişilik gruplarla gerçekleşiyor. Mama ve su bırakıyoruz. Çok fazla yaralı olan var ve soğuk günlerde bunların ölümcül sonuçları olabiliyor. Bunları tedavi ettirmeye çalışıyoruz. Çok üzücü olsa da bazen evcil hayvanların sokağa bırakılması durumunu da yaşıyoruz. Sokak şartlarına alışmakta zorlandıkları için ölebiliyorlar. Bu yüzden de elimizden geldiğince sahiplendirmeye çalışıyoruz onları. Sahiplendirirken de göz önünde bulundurduğumuz birkaç şey var: çevresinin bilincinde olan, hayvan sevecek kadar da duyarlı ve tabii ki de maddi durumunun kendine ve hayvana zorluk çıkartmayacak düzeyde olması.
Şimdi de röportajımızın amacına yönelik bir soru sormak istiyorum: Okuyucuya kendi çevresinde ne yapmalarını önerirsiniz sokak hayvanları için?
Özellikle kış aylarında evlerinin önüne veya ortak parklara marketlerden alabilecekleri çok ucuz mamalar mevcut. Bunları alıp bırakabilirler. Bunun yanında bir kap su da yanında konmalı. Ancak dikkat edilmeli ki kışın çok çabuk donabiliyor ve sık sık kontrol edilmeli. Eğer bulabiliyorlarsa kartonu yere serip sokak hayvanlarının üstünde uyuyabileceği bir ortam da yaratabilirler çünkü vücut ısılarını koruyabilmeleri için bu çok önemli. Ve diğer bir önemli nokta da hasta bir hayvan görürlerse lütfen veterinere bildirsinler.