Sanat eleştirmenleri tarafından Velazquez’ in başyapıtı olarak görülen, Geç Ortaçağ İspanyasının en önemli ressamı sayılan 1656 tarihli tablosu Las Meninas ya da The Family of Felipe IV.
Resim sanatında oldukça ses getiren eserlerden biri olan bu tablo illüzyon duygusu yaratmakla birlikte İspanyol resim tarihinde en konuşulan ve ilham veren tablo olmuştur. Velazquez’in yarattığı bu dünya esrarengiz kompozisyon ve perspektifi bizleri de hikayesine dahil etmek isteğidir. Bu alışılmadık tablo, sahnenin ardındaki soylu hayata kaçamak bir bakış sunmaktadır. Bu tablonun konusu da saray yaşamının sıradan bir sahnesidir. Yaşamın karmaşık yapısının resim diliyle yansıtılması göz kamaştırıcıdır. Resimdeki figürler arasındaki etkileşimin, saray ve aile içinde ki yaşamsal ve psikolojik ilişkileri Velazquez tarafından sanatsal analiz süzgecinden geçerek ortaya çıkarmasıdır.
Yapıtta gerçek boyutlu figürler kullanılmıştır. Tabloda 11 kişi betimlenmiştir. Velazquez’in muammalı kompozisyonunu, Nedimelere bakarken izleyicinin onun bir parçası hissiyatı vermektedir. Tabloda şekillerden çok renk ve ışık oyunları vardır. Resmin tüm kurallarının uygulanmış olması, arka plandaki aynaya yansıyan görüntü ile üç boyutlu bir yanılsama duygusu yaratmaktadır. Tiyatro sahnesini kontrolünde tutan Velazquez, tuvalin dikey konumu sahneyi ortadan ikiye böler şeklinde başında çalışmaktadır. Solgun gri kullanarak zeminin vurguladığı insan grubunu, hem tavan hem zeminin yumuşak renklerle boyanması, duvarların koyu tonlarda resmedilmesinin tek cevabı ressamın yarattığı perspektifin muhteşem yansımasıdır.
Kompozisyonun ortasına yerleştirilen sarışın İnfanta’nın yüzünde gizemli bir ifadeyle karşılar. Tabloda İspanya Kralı olan IV. Felipe’nin kızı Margaret Teresa’yı merkeze alınmıştır. Hizmetçileri Maria Agustina Sarmiento Isabel de Velasco onunla ilgilenmektedir ve tüm resim beş yaşındaki kızın resmi ve gerçeğe benzer tasviri etrafında dönmektedir. Işık özellikle Infanta’nın yüzüne ve elbisesinde yansımaktadır. Koyu renkli arka plan ise onun açık renkli saçlarını ve elbisesini ön plana çıkarmaktadır.
Tabloda ki hareket algısını arka plandaki Kraliyet ailesinin duvar dokumalarından sorumlu Jose Nieto dış kaynaklı bir ışığa karşı silüet oluşturarak vermesidir. Işık kaynağı resmin önünden arkaya doğru sağ taraftan Maria Barbola ve Nicolasito Pertusato’yu aydınlatarak ilerler. Odanın arka duvarında büyük boyutlu tablolar asılıdır. Bunlardan ikisi, Velázquez’in damadı Mazo’nun yaptığı Peter Paul Rubens’in kopyaları olarak bilinmektedir.
Resmin sol tarafında ise ressam Velazquez’in kendisini büyük boy bir tuval üzerinde çalışırken görüyoruz. Velazquez otoportre olarak resim izleyiciyle göz teması kurarak ve o sırada paletiyle sanki o anda resim yaparmış hissiyatı yaratmıştır. Velazquez’in arkasından buzlu bir görüntüyle kral ve kraliçe de betimlenmiştir. Silüetleri aynaya yansıyan iki kişi, dönemin İspanya Kralı IV. Felipe ve eşi Mariana’dır. Eserin en önemli odak noktalarından biri de bu yansımadır. Diego Velazquez’in üzerindeki haç işareti bir süre geçtikten sonra eklenmiştir. Bunun nedeni ve anlamı ise Santiago Şövalyeleri Tarikatı’nın sembolü olan Haç yapıtının tamamlanmasıdır.
Resmin sağ tarafında şakacı bir edayla ayağını çoban köpeğine yaslayarak konumlandırılmış Nicalasito Pertusato’dur. Çoban köpeğinin konumu tüm kompozisyonu bir araya toplayan bir hat oluşturmaktadır. Siyah ve gümüşi rengin yanında, soluk gül renginden mercan kırmızısına giden kırmızılarla resmini oluşturmuştur. Prensese sunulan kırmızı testi, kırmızılar giymiş erkek cüce ve kırmızı bir perdenin altında duran kral ve kraliçenin yansımalarında ve aynı zamanda Velázquez’in göğsünde de kırmızı bir haç ile kırmızı dokunuşlara yer vermiştir.
İzlenimcilerin atası kabul edilen Velázquez bu eseriyle, gündelik bir fotoğraf gibi gerçek bir anı durdurmayı başardığı düşünülmektedir. Diego Velazquez’in bu sıradışı tablosu Madrid Prado Museum ‘da sergilenmektedir.