1880 yılında, henüz nam salmaya başlayan Rodin’den, yeni inşa edilecek olan Dekoratif Sanatlar Müzesi’nin (Musée des Arts décoratifs) giriş kapısı için Dante’nin İlahi Komedya: Cehennem adlı eserini canlandırması istenir. Heykeltıraş için çok mutlu bir andır, Dante’nin Cehennem’ini birçok kez okumuştur ve yazara çok hayrandır.
Rodin derhal metnin ona ilham verdiği kesitleri toparlar ve Cehennemin giriş kapısına tek tek yerleştirir. Kapı, lanetlenmiş ruhlara tüm umutlarını bırakmalarını söyleyen üç özdeş karakter olan “Gölgeler” ile doludur. İki sevgili Paolo ve Francesca’yı ve şehvetli bir kucaklaşmada yansıtır. Dante’yi düşünceli bir adam olarak tasvir edip, yazarın yaratıcı gücünü kasları ile sembolize eder.
Rodin on yıl boyunca çalışır, ama 1889’da, Cehenneme açılan kapısının giriş olması gereken Dekoratif Sanatlar Müzesi projesi iptal edilir. Bir hiç için çalışmayı reddeden sanatçı, heykellerini ayrı ayrı ele alır. Dante’yi büyüttür ve sembolik eseri ‘’Düşünen Adam’’ olarak sunar. Eserlerin çoğu zamanla bireyselleşirler ve Auguste Rodin’in başyapıtlarına dönüşürler.
Öpücük diye bildiğimiz eser aslında Paolo ve Francesca’dır, yani birbirlerini imkansız bir sevgiyle bağlı iki aşık, çünkü Paolo Francesca’nın kayınbiraderidir. Heykel, duygularına karşı koyamadıkları anı temsil eder. Paolo ve Francesca kapıdan çıkıp ‘’Öpücük’’ (Le Baiser) eserini olur.
Rodin, eserinden on yıl boyunca vazgeçer, fakat Cehennemin kapısını o kadar kolay kapatamaz. 1900’de Paris Evrensel Sergi’ye ev sahipliği yaptığında sanatçı bunu, kapısını halka sunma fırsatı olarak görür. Birçok şey değişmiştir kapıda bu süreçte. Rodin artık toyluk eseri olarak gördüğü kapı çalışmalarını rötuşlamak yerine, bu unsurlardan yoksun bırakmayı tercih eder ve seyirciye bu şekilde sunar. Ve böylece sanat severler yapıtının etrafına dağılmış figürlerle, neredeyse boş olan bir versiyonunu keşfederler kapının.