Sevgili EAO MAG okurları, Ekran001 serisine tekrar hoş geldiniz. Biliyorsunuz ki serimin her yazısında birtakım ekran analizlerimle karşınızda oluyorum. Bu sefer de en popüler ekran yüzlerimizin nasıl ve neden konuşulduklarına bakacağız.
Sizin de -takip etmeseniz bile- sosyal medyaya girdiğinizde hangi ünlü ekran yüzünün konuşulduğunu gördüğünüze eminim. Çünkü genelde konuşulan kişilerin ya çarşaf çarşaf haberleri yapılıyor ya da Twitter üzerinden bu insanlar “trend topic” oluyor. Bilmeyenler için biraz açıklayayım bu durumu. Bildiğiniz üzere etiket yani İngilizce’si “hashtag” olan kelime veya kelime grupları atılan tweet sayısına göre o günün gündemine girer. Çok popüler olan dizi oyuncularımız genelde dizilerinin olduğu gün mutlaka gündem olurlar. Hele ki fenomen diye nitelendirdiğimiz herkes tarafından benimsenmiş bir karakteri canlandırıyorlarsa. Bu arada “Her gün dizi var herkes böyle konuşulmuyor ki” dediğinizi duyar gibiyim. Evet maalesef herkes aynı şekilde konuşulmuyor ve bu işin her işte olduğu gibi bir matematiği var. Asıl anlatmak istediğim nokta tam burada başlıyor. Konuşulmak için ne yapmak gerek?
Konuşulmak için bir yerde yaptığın işi “harika” yapmak gerek. Attık cebe bu bilgiyi. Fakat atamayanlar da var. Hatta böyle bir bilgi hiç yokmuş gibi davrananlar! Biz popüler kültüre çok bağlı bir toplumuz. Yani popüler olmuş her ne ise o doğru olan oymuş algısı var. Misal bir dizide oynuyorsunuz, çok da popüler oldu dizi, trendlerden inmiyor. Başrolsünüz ve çok yakışıklı/güzel gibi sıfatlara sahipsiniz. Konuşulmamanız im-kan-sız! Dizi isterse en kötü ve en içeriği boş dizi olsun yine de konuşulursunuz. Eğer dış görünüşünüz çok iyiyse çoğu zaman rol yapamamanız önemli değil! Seyirci, tipe hipnotize olup rolü unutuveriyor. Örneklerini çok görüyoruz bu durumun. Sektörün bir numaralı haksızlığı işte böyle başlıyor. Bu işin okulunu okumuş kişi eleniyor ama sırf siz çok güzelsiniz diye o rol size geliyor. Siz role gitmiyorsunuz, rol size geliyor. Ve ebrikler, artık gündemde hep siz varsınız. Sonra gelsin Instagram takipçileri, gelsin hayran kitlesi, gelsin dergi çekimleri ve kocaman manşetler… E, artık Instagram’da da fenomensiniz, takipçileriniz her gün uçuyor, bu durumda üzerinize dizi teklifleri yağacaktır. Çünkü ne hikmetse takipçi sayısı fazla olan, eğitimi fazla olandan önce geliyor.
Bir bakalım: Güzellik, takipçi sayısı ve yaklaşan dizi tekliflerini attık mı cebimize? Bunlara bir de yaz dizisi ekleyelim mi? Hem de en holding patronlu ve mağdur esas kızlı olanından. Bunlar sürekli ayrılıp barışsın ama! Yanında bir de kötü kaynana olsun hatta durun bir de belalı eski sevgili! Bunları, hop, bir kanala veriyoruz. Sonra bu kanal bunları hiçbir dizi yokken yaz aylarında yayınlıyor, hop, gelsin mi reytingler buradan, gelsin mi başrol çift uyumu? Buradan Twitter’a geçiyoruz gündeme bakıyoruz, başrol çiftimiz için deli divane olan fan grupları! Daha sonra yapımcı bakıyor diyor ki biz ülke sınırlarını aşmalıyız bu böyle olmayacak. Satıldı mı yurt dışına normalde maksimum 20 bölüm sürecek olan ama kış sezonuna uzatılınca 50 bölüme kadar çıkan dizimiz. Bakın şimdi curcunaya! Birden bire etikette de beliren yabancı hayran kitleleriyle beraber gelsin mi dil okulu gibi gündem! İtalyanca, İspanyolca, Arapça yazılmış milyonlarca tweet ve dahası… Sadece bunlar mı? Tabi ki değil. Dizi yorumcusu hesaplarımızı atlamayalım ama, değil mi? Bu tip dizilerde oynayan oyuncularımız en başta bu dizi yorum hesapları tarafından her dakika konuşulur ve yeteneksiz olsa bile övülür. Bu yazılı olmayan bir kuraldır. Twitter’a dizi izlemeye gelen herkes bilmeli bu kuralı. Zaten daha sonra ana sayfanızda sürekli aynı hesaplar tarafından aynı insanların konuşulduğunu göreceksiniz.
Sonra ne mi olacak? Başrolde oynayan kaslı yakışıklı ve muhtemelen renkli gözlü oyuncumuzu kapışacaklar. Tüm dizi yorumcuları ve tüm gazeteciler onun haberini yazmak için ve birkaç ülkeden takip eden fan grupları etkileşim versin diye pusuda bekleyecek. Başroldeki esas kızımızla arasında mutlaka bir aşk haberi olacak, herkes onları yakıştırıp onları beraber görmek isteyecek. İlk başta inkar edecekler sonra yavaş yavaş onlar da kabul edecek durumu. Çünkü görünen köy kılavuz istemeyecek! Menajerleri iş birliği yapacak ve onları birer pazarlama harikasına çevirecek. Ve tüm seyirciler onların yeteneklerinden çok ne kadar yakıştıklarını konuşacak.. Yani kimse önce ne kadar iyi oyuncular demeyecek; bunlar birlikte mi, ne çok yakışıyorlar diyecek. Oyunculuk mankenliğe, hatta heykelciliğe dönüşecek. Sektörde hiç başka yetenekli oyuncu yok gibi hepsi görmezden gelinerek tüm ödüller onlara gidecek. Fan grupları onlar için geceli gündüzlü oy verip onları en yetenekli oyuncuların arasından bile sıyırıp ödül sahibi yapacak.
Bütün bunlar olurken uluslararası başarılara imza atan, yurt dışındaki ajanslara kayıtlı, çok yetenekli, yurt dışı eğitimli ve dünyaca ünlü kanallarda dizi yapan oyuncular asla konuşulmayacak. Onlar bu insanlar kadar değer görmeyecek. Onlar popüler kültürün esiri olmayıp görselliğe değil yeteneğe önem veren insanlar olduğu için konuşulmayacaklar. Çünkü o insanların yurtdışına açılması için böyle reklamlara ve konuşulmaya hiç ihtiyacı olmadı. Keşfedilmeleri ise yetenekleriyle oldu. Çünkü onların menajerleri konuşulması için ne gazetelerle, ne dizi yorumcuları ile ne de başka birileri ile iş birliğine gerek duymuyor. Ne var, biliyor musunuz? Yaz dizisi başrol çifti en ünlü dergilerden birine aşk dolu pozlar verirken konuşulmaya gerek görülmeyen oyuncular dünyaca ünlü yönetmenlerle görüşme yapıyor. Ve bunun için hiçbir reklama ihtiyaç duymuyorlar. Bilen biliyor, gören görüyor.
Bu düzen böyle devam edecek. Düzene kötü demiyorum, beni yanlış anlamayın sakın. Sadece birilerinin yükselmesi PR çalışmaları ve aşk haberi olmadan olmuyorken, birileri de olabilecek en sessiz şekliyle onlardan kat kat fazla yükseliyor. Siz konuşsanız da, konuşmasanız da…
Sevgiyle, farkındalıkla ve sağlıkla kalın. Unutmadan bir de popüler olanın değil de “doğru” olanın değerli olduğunu bilerek…