Günümüz edebiyatının hızına yetişmek çok zor. Hepsinden haberinizin olmasını bırakın takip ettiğiniz yazarların bile yeni çalışmalarını kaçırma ihtimaliniz oluyor. Böylece piyasaya sürülen yeni cevherleri gözden kaçırmak gayet kolay olabiliyor. “Kül Dağı’ndaki Kütüphane”yi eminim ki çoğunuz kaçırdınız. Scott Hawkins adına da bir o kadar yabancısınız. Tanıştırayım, çıkış romanı yazma gibi zorlu bir işin altından gayet güzel kalkabilmiş bir insan kendisi. Tanrı yaratıcı olma gücünü de verebilir derler. Verilen bu yaratıcılığı kullanıp bir Tanrı daha yaratmak ise yaratıcı her insan tarafından başarılmış bir şey değildir.
İnsanlar akıllarına gelen fikirleri köreltmekte usta yaratıklardır. Gerekçe de basit; “Biri zaten yapmıştır bunu?”. Nereden biliyoruz? Araştırdık mı? Hayır, çok zahmetli. Eğer yapıldıysa alınan ilham ile yola çıkıp daha iyisini yapmayı, fikri geliştirmeyi düşündük mü? İlk dediğimi yapmayan bunu neden yapsın? Haklısınız. Haklı olduğunuz burada bir hata olduğu gerçeğini değiştirmiyor ama. Tarih boyunca tanrı yaratıldı, tanrılar yaratıldı. Bambaşka senaryolar üzerinden yaradılışlar, kıyametler yazıldı. Scott Hawkins’in de yaptığı bundan pek farklı bir şey değil aslında. Tek farkı bunu 2000’li yıllarda yapmış olması. Demek ki ilk örnekleri binlerce yıl öncesine dayanan bir konu hakkında hala yaratıcı şeyler üretilebiliyormuş. Bu da bizlere şunu göstermeli; artık mazeret üretmeyi bırakıp yolumuza bakmalıyız.
“Kül Dağı’ndaki Kütüphane”den bahsederken az biraz garip bir kitap diyebilirim. Gerek diyalogları gerek karakterlerin yer yer göze farklı gelen davranışları olsun, biraz sıra dışı bir eser. Şunu unutmamak lazım ki sıra dışı olmak ucubelik değil, yaratıcı olmaktır. Bu yaratıcılığın yalnızca kitabın konusuna değil, karakterlerin oluşturulmasında ve aralarında geçen diyaloglara da yansıması beni fazlasıyla tatmin etti.
Scott Hawkins gerçekten zor olanı yapabilen insanlardan. Bunu da başarmasının en büyük nedeni, ilk adımı atmış olmasıdır. Nasıl ki ilk romanı Kafes ile yoluna başlayıp peşinden getirdiği eserleri ile yaratıcılığını üst seviyelere taşımış olan Josh Malerman gibi, Hawkins’in kaleminin geleceği oldukça parlak bundan emin olabiliriz.