Gece
Gündüz

Mesafeli Sosyallik

9 September 2021
yazdı
2 dk'lık okuma

       2020’nin mart ayında hayatımızı altüst eden Covid-19 virüsü ile dilimize yerleşen “Sosyal Mesafe” kavramı sanıldığı gibi bedensel bir mesafe midir ?

      Biraz inceleyecek olursak bu kavramı dilimize yerleştiğinin aksine üst grubun alt grubu öteleme hareketi ile ortaya çıktığını göreceğiz. Sosyolojide bu kavram 1925’te Bogardus tarafından ortaya atılmış üstün grubun alttaki grubu sadece kendi çıkarları doğrultusunda görüp çıkarı olmadığında görmezden gelmesini işaret ediyor. Bu bakımdan bakıldığında Erving Gofmann’ın ” Uygar kayıtsızlık” kavramı ile kesiştiğini görmekteyiz.

  Kısaca “Uygar Kayıtsızlık”tan bahsedelim. Uygar kayıtsızlık , sosyal mesafe kavramına benzerlik gösterir , daha ılımlı halidir. Toplumda keskin bir dışlama olmamakla birlikte “ görüp görmemezlikten “ gelme burada da vardır ancak tek fark bir çıkar ilişkisinin olmamasıdır. Örnek verecek olursak çoğumuzun yaptığı gibi  dilenciyi görüp belki haline üzülmemize rağmen yanından geçip gittiğimiz gibi görüp görmemezlikten gelme durumudur. Ancak unutulmamalıdır ki insan sadece başka bir insana uygar kayıtsızlık göstermekle kalmaz kendine de kayıtsız kalabilir. 

   “Sosyal mesafe”yi incelemeye devam edelim. Dışlanma mesafeyi beraberinde getirir bu durumda öncelikle sosyal mesafe açık açık gösterilmeyen sadece hissettirilen bir kavram iken bir yerden sonra sosyal dışlanmaya dönüşür. Bu da artık toplumdan dışlanan grubun farklı , bulunduğu ortama kendini ait hissetmeyen hatta mobbing uygulanan bir grup olmasına sebep olur. Tabi kime göre farklı neye göre farklı düşünülmesi gereken bir konu en nihayetinde hepimiz insanız.

Kin ile maddi ve manevi her türlü zorbalığa maruz kalan bu grup sosyal dışlanmadan sonra toplumdan ayrıştırılır ve açık açık  utanmadan yapılan bu ayrıştırma işlemi iktidarla( Güç , yapmak istediğimizi yaptırmama gücü) birlikte bu grubun istediği şeyi yapamaması durumuna evirilmeye başlar. Günümüzde sadece bulunduğumuz lokasyonu değil teknoloji ağıyla ulaştığımız dünyanın dört bir yanında varlığını çığ gibi büyüyerek hissettirmektedir. İnsanlar arasındaki bu kin bağı yıkıcı etkilere sahiptir. Örneğin ten rengi cinayetleri , kültürel toplum baskısı, dini savaşlar gibi insanlık tarihinin kanlı yüzleri “sosyal mesafe” kavramıyla çıkış yapıyor. Bu ötekileştirme hareketi insanı aşağılayıcı, değersizleştirici bir hareket olmakla birlikte insanı hırslandırdığı gibi intihara da sürükleyebilir.

20.yüzyılda ortaya çıkmış olan “sosyal mesafe” kavramı sanıldığının aksine bedensel mesafeyi değil sınıfsal farklılıkların getirmiş olduğu mesafeyi anlatmak için kullanılmakta. Ancak görmüş olduğumuz gibi 21. yüzyılda bu kavram bedensel mesafeyi belirtmek için kullanılıyor. Bu durum benim kavramların hatta kelimelerin çıkış noktasındaki anlamıyla kullanıp kullanılmadığını sorgulamama sebep oluyor. Yorum işin içine girince kelime bazen uzaklaşarak bazen çıkış noktası ekseninde dolaşarak anlamını farklılaştırabilir.

 Doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır.- Friedrich Wilhelm Nietzsche

Hakikati ararken ışığınız bol olsun.

1.görsel , 2.görsel , 3.görsel

 

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR