Koskocamaaan bir merhaba diliyorum canım okuyucularımız! Nasılsınız? İzmir’de havalar ufak ufak ısınmaya başladı ve güneş güzel yüzünü kış mahcubiyetinden sıyırıyor usulca. Umuyorum ki bulunduğunuz yerde de havalar güzeldir ve siz kendinizi iyi hissediyorsunuzdur.
Size eğlenceli bir konu getirdim. Etrafımdan duyduklarımla, gözlemlediğim oturmuş kalıplarla birlikte şekillendirdiğim bir konuyu tartışacağız. Reklamcı yalan söyler mi?
Reklamın ne olduğuna dair bir yazım var. Okumadıysanız dilerseniz şu linkten ona da bakabilirsiniz: “https://eaomag.com/reklam-sanati/”
Reklam bir yaratıştır sözünü yine söyleyerek konumuzu açıyorum. Reklam bir sanattır, sanatın belki de en eğlenceli, en komplike, en rengarenk alanıdır reklam. Fakat ışıklı tablolara, televizyonlara, gazetelere, radyolara hatta karşınıza en cafcaflı şekilleriyle deyim yerindeyse fırlayan sanat eserleri olan reklamların sanatçılarına dönünce mercek… İşte orada iş karmaşıklaşıyor.
REKLAMCI KİMDİR?
Üzerine çok şey söylenecek meslek dalı. Şaka şaka, tabi ki bunu deyip kapatmayacağım başlığı. Fakat üzerine gerçekten çok fazla şey söylenecek bu mesleği kendi yorumumla açıklamak isterim sizlere. Reklamcı, bir ürün, fikir ya da hizmeti herkesten farklı şekilde açıklayan, kullanış şeklini gösteren, yararlarını anlatan, bilineni sıra dışı bir hale sokarak ihtiyaçların doğmasını sağlayan pazarlama, halkla ilişkiler ve psikoloji konusunda yeterli bilgiye sahip ikna etme sanatında uzmanlaşan sanatçılardır. Bir reklamcı aynı zamanda iyi bir manipülatördür. Reklamcı kişi ona verilen kısıtlı süre içerisinde müthiş kelime hazinesi içerisinden en fazla üç veya dört kelimeyi seçip vurucu mesajı iletmeye çalışan, müşterisinin ne istediğini bileninden bilmeyenine TAM OLARAK ne istediğini bulmaya uğraşan, laf anlatmak isteyip anlatamayacağını hissettiğinde beyindeki yaratıcılık fonksiyonları kısa devre yaparak uç çalışmaların altına imza atabilecek kapasiteye sahip, hepimizin çizgi gördüğünden yuvarlak çıkartıp ortaya logo basabilecek, konuşmadan anlatmaların ustası, bilgisayar başında oturmaktan gözlerinde mor halkaların yer ettiği, tonaj ayarlamaktan bir yerden sonra bıkmış etrafını rengarenk görmeye başlamış bir çeşit ruh hastası sanatçıdır da demek mümkün tabi. İşin doğrusu bu ya, reklamcılar çok eğlenceli insanlardır ve onlarla konuştuğunuzda size daha önce görmediğiniz pencereleri açabilirler.
REKLAMLAR: YALAN MI GERÇEK Mİ?
Kumandayı elimize aldık. En sevdiğimiz diziyi/programı açtık veya öylesine geziniyoruz. Aaa, o da ne? Reklam! Hemen ne yapıyoruz? İngilizce deyimiyle zapping dilimize daha uygun haliyle GEÇ GEÇ! Ya da hasbelkader dinliyoruz. Bazılarımız çok sever reklam izlemeyi. Şimdi söyleyeceklerim hem seven hem de nefret eden kitleyi içine almaktadır. Reklamlarda olağanüstü güzel durumlar görürüz. Müthiş temiz mutfaklar, bir içecek içince hop diye plaja veya partiye ışınlanan insanlar, yağ gibi kayıp giden yollar, yakışıklı adamlar ve güzel kadınlar, kusursuz bir yaşam şekli… Size de tanıdık geldi mi? Burada tüm insanlar aynı fikirde zannediyorum: “Reklamlar yalan bir hayat gösterir, reklamcılar yalan söyler.” Size bir cevabım var sevgili okurlarım.
HAYIR!
Reklamın görevlerinden biri yarar göstermekti ya. Tam da bunu yapıyoruz reklamcılar olarak. Tasarladığımız reklamlarda hayatın kusursuz gözükmesinin sebebi de budur. Gösterilen ürün, hizmet veya fikir neyse kullanıldığı zaman ne olacağını çeşitli çekicilikler kullanarak anlatır reklamcılar. Hayatın son derece içindendir reklamlar fakat hayatımızı güzelleştirmek, daha ışıltılı hale getirmek üzerine kurduğumuz hayalleri gerçeğe kurguladıkları için kitlelerce linç edilir, sevilmez ve zaplanır. Ama reklam inatçıdır reklamcılarsa stratejik ilerleme konusunda oldukça sabırlı olan insanlar. Bıkmadan, usanmadan sizin karşınıza çıkmanın bin bir yolunu bularak kendini gösterir, bunu yaparken de yaramaz bir çocuğun afacan sırıtışını yüzünden eksik etmez.
Sonuca gelelim sevgili okurlarımız.
Reklamcılar eğlencelidir, kafaları bazen ters yönde çalışır, sabırlı arsızlardır, yaratıcılık konusunda sınırları zorlamaktan hiç çekinmez, gözünüze baktıklarında bir mentalist gibi içinizi okuyabilmeyi içten içe huy edinmiş rengarenk kişiliklerdir. Etik anlayışımız, iş ahlakımız vardır.
Yani reklamcılar yalan söylemez, size hayallerinizden bir paket yapıp vaatler sunar.
İkna kısmı reklamcıdandır gerisi size ve markanın altyapısına kalmıştır.
Soralım bakalım, sizce reklamcılar yalan söyler mi?