İnsan ve yaprağın adıdır Sonbahar. Enfes ambiyansı ve doğasıyla aşırı huzurlu şehrin adıdır Bolu.
Siz de sonbaharı iliklerinize kadar hissetmek istiyorsanız yolunuzu acilen Bolu’ya düşürmelisiniz.
Renk cümbüşünü yaşayacağınız yer: Yedigöller
Sonbaharın en güzel renkleriyle gözünüzü bayram etsin istiyorsanız, Bolu’da ilk durağınız şüphesiz Yedigöller olmalı. Parkın ziyarete en uygun zamanı nisan-kasım ayları arasında ve fotoğraf safarisi için en uygun zamanın da kasım başından sonuna kadar olduğunu duyduk ve biz kasımda gelmeyi tercih edenlerden olduk. Biraz göl hakkında bilgi verelim.
Yedigöller Bolu merkezden yaklaşık olarak 42 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Yol boyunca bizlere sararmış ağaçlar ve yapraklar eşlik ediyor. Daha Yedigöller’e varmadan insan doğanın huzurunu hissediyor. Ama bu huzuru tam anlamıyla yaşayabileyim diyorsanız bizim gibi hafta sonu gitmeyi tercih etmeyin derim. Çünkü aşırı bir ziyaretçi yoğunluğuyla karşılaşıp bir anda acayip bir trafiğin içinde bulabilirsiniz kendinizi. O yüzden hafta içi bir günü tercih etmenizde kesinlikle yarar var.
Yedigöller 7 tane gölden oluştuğu için adını burdan almıştır. Bu göllerin adları; Büyükgöl, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl ve Sazlıgöl’dür. Bu göller aralarında 100 metre yükselti farkı bulunan iki plato üzerindedir. Ortalama 780 metre yükseklikte olan platodaki göllerin en büyüğü Büyükgöl’dür. Yedigöller Milli Parkı bilimsel inceleme ve araştırmalar için de kuvvetli bir altyapıya sahiptir. Başta zambak, sıklamen, çiğdem ve orkide olmak üzere toplam 236 adet bitki türünü içeren Milli Park, yurdumuzun en güzel karışık doğal ormanlarına da sahiptir. Başlıca ağaç türleri olan kayın, gürgen, meşe, kızılağaç, akçaağaç, karaağaç, titrek kavak, sarı ve kara çam, köknar, fındık, yapraklı üvez, keçi söğüdü, yabani kiraz, porsuk, ıhlamur ve dişbudak ağaçları görülebilmektedir. Yaklaşık 40 yıldır Milli Park olarak koruma altında olan Yedigöller bölgesi, barındırdığı ölü ağaçlar ile biyolojik çeşitliliğin devamını sağlamaktadır. Ayrıca Yedigöller Milli Parkı’nın güneyinde bulunan 1380 metre yükseltideki Kapankaya Tepesi Manzara Seyir Yerine çıkılarak gölleri ve vadideki eşsiz peyzaj güzelliklerini görmek mümkündür.
Yedigöl’de konaklamayı düşünenler için milli parkın içerisinde çadırla ve karavanla kamp yapmak için uygun alanlar bulunuyor. Kişi başı 29 tl eğer öğrenci iseniz de 14.5 tl ödeyerek kalabiliyorsunuz. Sadece saat 19.30’dan sonra bir varilin içinde olmak şartıyla ateş yakmanıza izin veriliyor. Odun için destekli gelebilirsiniz ya da ormanda güzel bir keşifle kuru odun toplayabilirsiniz. Milli parkın içerisinde mescit ve bir sürü lavabo bulunmaktadır. Ayrıca telefon şarj ihtiyacınızı da buradan sağlayabiliyorsunuz. Kasım ayı dahi olsa Bolu soğuk bir memleket olduğundan dolayı kamp yapmayı tercih edeceklerin ekipmanları çok önemli. Tedarikli olarak gelmelerinde yarar olacaktır.
Kartpostalları süsleyen muhteşem yer: Gölcük
Ağaçların renk tonları, konukevi ve tüm bunların göle yansıması sonucu ortaya çıkan muhteşem manzarası ile Gölcük Bolu’nun 13 kilometre güneyinde ormanlar arasında suni olarak yapılmış küçük ve şirin bir set gölüdür. Etrafı sarıçam ve göknar ağaçları ile kaplı gölün her mevsim görüntüsü muhteşemdir. Doğanın olağanüstü güzelliğiyle kaplı olan gölün hemen kenarında Orman Bakanlığı’nın misafirhanesi olan şirin bir ev bulunmaktadır. Burada maalesef devlet ile ilişkisi olmayan kişiler konaklayamıyor, bir nevi özel misafirhane durumunda .Bölgede konaklamak isterseniz Gölcük Tabiat Parkı’nda çadır kampına izin verilmiyor ancak yakınlığı nedeniyle Bolu ve Karacasu’daki konaklama tesislerinde kalabilirsiniz. Yılın her mevsiminde bölge halkı ve yurdun her yerinden günübirlik gezmek, görmek, dinlenmek ve piknik yapmak amacıyla birçok ziyaretçi gelmektedir.
Göle ulaşımı şehir merkezinden kalkan Seben ve Kıbrıscık ilçe minibüsleri ile 7 tl gibi bir ücretle sağlayabilirsiniz. Giriş ücreti ise kişi başı 5 tl . Çok şirin ve küçük olan bu göl çevresine araçla girilmemektedir. Bol oksijenin ve tertemiz bir doğanın olduğu Gölcük Tabiat Parkı’nda yapılacak en güzel şey sakin bir yürüyüştür. Gölün çevresi 1360 metre ve tam tur yürünebiliyor. Döşeme taştan yapılan yürüme yolunda, sağ tarafta uzun ağaçlar, sol tarafta göl manzarası gerçekten enfes doğrusu. Yol üzerinde dinlenebileceğiniz alanlar, su ve tuvalet ihtiyacınızı giderebileceğiniz yerler de var.
Göl ve orman keyfini bir arada yaşayabileceğiniz doğa harikası yer: Abant
Abant Gölü, Bolu’nun 35 kilometre güneybatısında Abant Dağları üzerinde oluşmuş bir krater ve birikinti gölüdür. Olası bir orman yangınında kullanılmak üzere oluşturulmuş olan Gölcük gölünü birçok insan Abant gölü ile karıştırmaktadır. Abant, hem günübirlik gezip görmek hem de konaklamak amacıyla tercih edilen çok popüler bir tatil merkezidir. Abant Gölü’ne araç girişi için 12 TL bir fiyat isteniyor. Bu ücret tabiat parkı girişinde alınıyor. Şahsi girişlere ücret alınmıyor.Alanı 127 hektar olan gölün denizden yüksekliği 1328 metredir. Yeraltı suları ile beslenir. Derinliği 18 metredir. Abant Gölü ve çevresinin bitki zenginliği, büyük bir açık hava rekreasyon potansiyeline sahip olması nedeniyle alanın 1196,5 hektarlık bölümü, 1988 yılında “Tabiat Parkı” olarak koruma altına alınmıştır. Abant Gölü çevresi flora ve fauna bakımından çok zengindir. Gölün kenarları çeşitli su bitkileriyle ve nilüferlerle doludur.
Göl çevresinde 2 adet 5 yıldızlı konaklama tesisleri, bungalov tipi konaklama üniteleri, kamp ve piknik alanları ile lokantalar da mevcuttur. Kamp için günlük 25 TL ücretle kamp alanında kamp kurabilirsiniz. Elektrik ve su ihtiyacınız kamp alanından karşılanıyor. Tek sıkıntı gece soğuğuna karşı hazırlıklı gitmek. Yazın ortasında Abant’ta kamp yapmış ve geceleri fazlasıyla soğuktan etkilenmiş birisi olarak özellikle tavsiyem kamp için uygun zamanı seçip soğuğa karşı çok iyi koruyucu bir ekipmanla gelmeniz olacaktır. Yazın en sıcak günlerinde dahi yanınızda kalın giysiler bulundurmanız sağlığınız açısından iyi bir seçim olacaktır. Ayrıca piknik alanları, kamelyalar ve masalar ile çevrelenmiş bölgede elbette mangal yapmak mümkün ki bu manzara karşısında yapmadan dönmeyin diyebilirim. Ayrıca çeşitli noktalarda kurulu olan çeşmelerde buz gibi suyla karşılaşıp içebilmeniz mümkün.