Hiç gözlerinizi kapatıp Franz Schubert müziklerine daldınız mı? Eşsiz ama bir o kadar da anlaşılır lirizm yeteneğiyle sizi kendi dünyasına kolayca çekebilir. Buna çoktan hazırsanız her şey daha da kolaylaşır ve her geçen zamanda size hissettirdikleri için minnettarlığınız artar.
Renkli ve melodik güzelliğiyle dikkat çeken müzikal dünyası, sadece 31 yaşına kadar yaşayan genç bir dahinin yıllarının ötesinde bir gizeme, derinliğe, aydınlık ve karanlığa sahip. Bir insanın hayatını değiştirebilecek güce sahip olduğunu söyleyebilirim. Kendimden biliyorum.
Bu nedenle ölüm yıldönümünün en sevdiğim besteci hakkında birkaç satır yazmak için uygun bir zaman olduğu hissine kapıldım.
Beethoven ile karşılaştırılan senfonileri, Chopin’in yolunu açan piyano eserlerinin yaratıcısı olan Schubert’in ürettigi ‘C Major String Quintet’ bestelenen en iyi opera parçaları arasında görülür. Die Winterreise, manevi işkenceye, sevginin çıplaklığına ve ölümün soğukluğuna ait bir dünya olarak tanımlanan bir eserdir.
Beethoven’ın hastalığı sırasında Schubert’in şarkılarından oluşan bir koleksiyon eline geçer. Şarkıları inceledikten sonra Schubert için ‘”İlahi bir ateşe sahip” yorumunu yapar. Schubert’in, diğer birkaç insanla beraber Beethoven’ın ölüm döşeğinde, onun başucunda beklediği anlardan birinde Beethoven hasta elleriyle yavaşça Schubert’i işaret ederek ”Franz kalbimi çaldı” diye fısıldar.
Schubert’i dinlemek ve anlamak… Bunun ne demek olduğunu şu an bilmiyor olabilirsiniz. Cevabı aramaya başlamak için hayatınızın hiç bir döneminde geç kalmış sayılmazsınız…