Sevgili okurlar, sizlere 26 Ağustos 1071 tarihini söylesem. Bu tarih tanıdık geldi mi sizlere? Peki 26 Ağustos 1922. Bu iki tarihi birbirine bağlayan ve Türk medeniyetinin asırlar süren destanlarına yenilerini ekleyen 2 büyük lider var. 2 tarihi unutulmaz kılan minnet ve rahmetle andığımız canlarımız var. Malazgirt Zaferi’ni bağımsızlığımız ile birleştiren Yüce Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşı ve kaybettiğimiz büyük vatan evlatlarını rahmetle andığımız bu özel günde sizlerle bağımsızlık savaşımız ve bu büyük zaferin arkasında yatan büyük dehadan bahsedeceğim.
Uzun yıllar süren baskı ve işgal sürecinin ardından başlayan esarete başkaldırı hareketi meyvelerini vermeye başlamış; bağımsızlık ve egemenlik günlerinin yakın oluşu ümidi bir enkazı devralan Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm halkın yüreğine su serpiyordu. Bağımsızlık ruhunun hakim olduğu bugünlerde askeri strateji dehasıyla Mavi Gözlü Paşa, Yunan Kuvvetleri’ne ve işgalci tüm güçlere karşı son bir darbenin hazırlığı içindeydi.
Türk Ordusu, Sakarya Meydan Muharebesi’nden galip çıkmıştı. Ama bu Zafer taçlandırılmadan; düşman birlikleri Misak-ı Milli Sınırları’ndan defedilmeden ne Türk Halkı’na ne Türk Ordusu’na ne de paşaya rahat yoktu.
Son bir gayretle tüm mali kaynaklar zorlanarak ve halktan son kez yardım istenerek Büyük Taarruz’un hazırlıkları başlamıştı.
Bu, Türkler’in ilk saldırısı olacaktı. 13 Eylül 1683 yılında Viyana’da başlayan geri çekilme ilk defa durdurulmuş, artık anavatanda Türk Bayrağı dalgalanacaktı. Tüm eksikler bu hususlar göz önüne alınarak hazırlandı. Fiilen savaşların sona erdiği bölgelerdeki askerler Batı Cephesi’ne kaydırıldı. İstanbul ve çevre illerden toplanan mühimmat gizli sevkiyatlar ile orduya ulaştırılmıştı.
Fakat günler geçiyor, orduya taarruz emri verilmiyordu. Sabırsızlık ve huzursuzluk baş göstermeye başlarken gizli bir toplantı düzenleyen Paşa, zihinlerdeki soru işaretlerini bertaraf etti.
Takvimler 1922’nin Ağustos ayını gösterirken paşa ordunun ihtiyaçlarını karşılamış taarruz kararını açıklamıştı. Bu bilgi 3 paşaya açıklanmıştı: İsmet, Fevzi ve Kazım Paşa. Mustafa Kemal Paşa 19 Ağustos tarihinde Akşehir’e taarruzu başlatmaya geçerken 1. Ordu Afyonkarahisar’a, 2. Ordu ise 1. Orduya Zafer sağlamak amacıyla düşman kuvvetlerine gelen yardımları kesecekti. 5. Süvari Kolordusu ise Ahır Dağları’nı geçerek düşmanın telgraf ve ikmal yollarını kesecekti.
Günler 26 Ağustos’u gösterirken Paşa taarruz emrini verdi. Bu tarih Türkler’in yeni vatanın kapılarını açan Malazgirt Meydan Muharebesi’nin tarihi idi. Paşa sükunetini bozmayarak, tüm baskı ve huzursuzluklara rağmen ince ince yaptığı taarruz planını bu günde vererek vatanı bağımsızlığa kavuşturacaktı. Kocatepe’de yerini alan paşaların emriyle sabah saatlerinde top atışlarıyla zafer için son kan dökülmeye başlamıştı. Sabah 9 olduğunda Tınaztepe, Kalecik ve Belentepe düşmandan süngü muharebesi ile temizlenmişti. 5. Süvari Kolordusu ulaştırma yollarını keserek düşman kuvvetlerine bir darbe daha indirmişti. Birinci günün sonunda 15 kilometrelik mesafe düşmandan temizlenmişti.
Takvimler 27 Ağustos’u gösterirken taarruz tekrar başlamış, Afyonkarahisar düşman kuvvetlerinden kurtarılmıştı. Böylece Türklerin Büyük Taarruz için yeni karargahı Afyon olmuştu.
28 ve 29 Ağustos günleri devam eden kararlı taarruzlar sonuç vermiş, düşman püskürtülmeye devam ediyordu. 29 Ağustos gecesi toplanan paşalar saldırının hız kesmeden devam etmesini, düşmanları savaşmaya zorlanmasını ve kaçış yollarının kesilmesi kararını aldılar.
Günler 30 Ağustos’u gösterdiğinde Zafer kaçınılmaz olmuştu. Yıllar süren baskının, zulmün ve geri çekilmenin sonucu Zafer idi. Başkomutanlık Meydan Muharebesi başlamıştı. Düşman kuvvetleri bir bir Türk birliklerin dizleri önünde mağlubiyeti tadıyorlardı. Paşa’nın Zafertepe’den komuta ettiği muharebede düşman kuvvetlerini çevresi Hilal Taktiği ile sıkıştırılmış, kaçış yolu bırakılmamıştı. Savaşın sonucunda o gün muharebede olan düşman kuvvetleri ya esir alınmış ya da temizlenmiş idi. Türk ordusu Kütahya’yı geri almıştı.
Ama Zafer henüz kazanılmamıştı. Yunan ordularından geriye kalanlar 3 grup olarak kaçıyordu. Mustafa Kemal paşalara emir vererek takibin sağlanmasını istemişti. Ve tarihe kazınan o söz duyuldu Paşanın iki dudağın arasından. “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
Akabinde süren kararlı taarruzlar ile 9 Eylül 1922 sabahı Türk ordusu İzmir’e girmişti. 4. Alay Komutanı Reşat Bey önderliğinde Kadifekale’ye Türk bayrağı çekilmişti.
15 gün içerisinde 450 kilometrelik bir mesafede düşman birlikleri kararlılıkla yok edilmiş, Misak-ı Milli Sınırları korunmuştu.
Bu Zafer sadece Türkler için değil, bağımsızlık mücadelesi veren bütün halklar için bir umut niteliği taşımaktadır, cesaret ve kararlılık sembolü oluşturmuştur.
Dokuz asır sonra gelen bu Zafer, mavi gözlü devin, inancını kaybetmeyen silah arkadaşlarının; vatan, hürriyet ve bağımsızlık için canlarını veren evlatların ve vatanın dört bir yanında bu hayale ortak olan Türk Halkı’nın zaferidir.
30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Görsel Kaynakça
https://www.birgun.net/haber/tarihte-bu-hafta-26-agustos-1071-malazgirt-savasi-266972
http://www.almanaktr.com/index.php/turkiye-den-olaylar/turkiye-1920-1929/55-turkiye-1921/136-13-eylul-1921-sakarya-meydan-muharebesi
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/buyuk-taaruzun-yil-donumu-zafere-giden-yol-5299898/