Ancora Imparo

“Ancora Imparo”… Yani, “hala öğreniyorum”.
Bu söz Rönesans Dönemi’ndeki eşsiz eserleriyle günümüze kadar damga vurmuş sanatçı Michelangelo’ya ait.

6 Mart 1475 yılında doğan ünlü sanatçı en çok 26 yaşında yaptığı Davut Heykeli’yle tanınıyor. Çöpe atılmış mermer bloklarından yaptığı bu eser muhteşem ayrıntılarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

26 yaşında bu eseri ortaya çıkaran Michelangelo, yaşamı boyunca oluşturduğu onlarca eşsiz esere sahip. Bunlardan biri de 87 yaşında tamamladığı “Pieta”. Michelangelo işte bu meşhur sözü (Ancora Imparo) bir insanın ilk heyecanıyla oluşturabileceği bu eserinin üzerine söylüyor.

Ancora Imparo, sadece sanat camiasına özgü değil, hayatın her noktasında kullanılabilecek bir yaşam mottosudur aslında.

Kişisel gelişimimiz için özeleştiri yapacak olursak birçoğumuz uzmanlaştığımız alanlarda belli bir yerden sonra tabiri caizse “olduk” diye düşünerek gelişimimizi durduruyoruz. İnsanoğlunun sürekli gelişime açık bir varlık olduğunu unuttuğumuz bu noktada gelişimimizi durdurmakla kalmayıp gerilemeye geçiriyoruz. Oysa ki değişen dünyaya ayak uydurmak için hangi yaşta olursak olalım sürekli öğrenmemiz gerektiğini unutmamalıyız. Rönesans Dönemi’nde söylenen bu sözün, teknoloji çağında olduğumuz bu dönem için daha da uygun olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde.

Biz neden kendi alanımızın Michelangelo’su olmayalım?

Ülkemiz için konuşmak gerekirse, işsizliğin bu kadar fazla olduğu bir ortamda fark yaratmadan başarıya ulaşmak düşünülemez. Bu konuda artık sadece üniversite mezunu olmanın yeterli olmadığının, hedeflenen yerlere gelebilmek için kendimize ekstra bir şeyler katmamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Kendimizi geliştireceğimiz alanı doğru seçip bu sözü yaşam mottosu haline getirirsek biz neden kendi alanımızın Michelangelo’su olmayalım? Kendimiz için doğru insanları örnek alıp, “Ben oldum” düşüncesine girmezsek neden olmasın?

Kişisel gelişimimiz için Michelangelo’nun yanı sıra günümüz koşullarında kendimize örnek alabileceğimiz Bill Gates, Steve Jobs, Page Rank ve bunlar gibi her alan için örnek kişiler bulabiliriz. Bu iyi örneklerin yanı sıra zamanında büyük imparatorluğa sahip olup günümüzde haritalarda adı geçmeyen ülkeleri ya da daha yakın zamanlı düşünürsek, bir dönemler en büyük telefon markalarının günümüzde ikinci hatta üçüncü plan markalar olması gibi kötü örnekleri de göz önünde bulundurmalıyız. Tüm bu başarının ya da başarısızlığın sebebi öğrenimin, gelişimin sürekli olup olmamasından kaynaklanıyor.