Türk edebiyatında şiir denince akla ilk gelen isimleri bir düşünün…
Can Yücel
Tomris Uyar
Edip Cansever
Turgut Uyar
ve daha niceleri…
Bu isimler ve İkinci Yeni’nin diğer şairleri 29 Mart 1981 gecesi bir meyhanede oturup dertleşmişler. Konu ölümden açılınca Turgut Uyar masaya bir şişe rakı daha söylemiş ve rakı gelince o an orada bulunan herkese isimlerini şişenin üstüne yazmalarını istemiş.
Ardından;
“Bakın, seneye tekrar 26 mart gecesinde burada buluşacağız. Bu şişeyi içeceğiz. Öyle ölmek, eksilmek falan yok.” demiş.
Ardından bu bir geleneğe dönüşmüş. Tüm o şairler nerede olurlarsa olsunlar her 26 Mart akşamında aynı meyhaneye gidip, senede bir kez de olsa dostlarının hala hayatta olduğunu görmeye devam etmişler.
Ta ki Turgut Uyar’ın ölümüne dek.
Turgut Uyar gittikten sonra bu geleneği sürdürmeyi bırakmışlar.
Aralarında oynadıkları bu tatlı ve hüzünlü oyunun ismi ise “Ölmeme Günü” olarak kalmış.
Cemal Süreya’nın
- Ertesi gün için bir şey diyemem ama rakı içtiğin gün ölmezsin.
sözü de böyle ortaya çıkmış.