Gece
Gündüz

Simülasyon: ‘Yönetiyor Muyuz, Yoksa Tam Ortasında Mıyız?’

18 October 2019
2 dk'lık okuma

Teknik olmayan anlamda, bir şeyin benzeri veya sahtesi anlamında kullanılır. Teknik anlamda, gerçek bir dünya süreci veya sistemin işletilmesinin zaman üzerinden taklit edilmesidir. Sistem nesneleri arasında tanımlanmış ilişkileri içeren sistem veya süreçlerin bir modeli olarak tanımlanabilecek ‘Simülasyon’ bir çok alanda kullanılan deneme, yanılma, test etme yollarından en fazla tercih edilendir. Peki evrenimizle ilgili birçok konuyu simülasyon yardımıyla değerlendirirken hayatın ta kendisi için simülasyondan yola çıkarsak karşımıza neler gelir ?

1946 yılında ”ENIAC” olarak  tanıtılan ilk bilgisayar şu an bu yazıyı okumanıza yardımcı olan ilk örnek. Peki siz bu yazıyı hangi alet aracılığıyla okuyorsunuz? Bilgisayar? Telefon? Tablet? 150 ton ağırlığındaki ”ENIAC” şu an 1 kiloyu geçmeyen cihazların içerisinde. Bu cihazlar sayesinde girip sosyal medyada sahte hesaplarımızı kontrol ediyoruz, olmadığımız kişiler oluyoruz, oyunlar oynuyoruz; istediğimiz becerilere sahip, istediğimiz işlevler yüklediğimiz ve tamamen yönetimine hakim olduğumuz karakterler yaratıyoruz. Peki bu karakterler bir programdan daha doğrusu ‘0’ ve ‘1’lerden oluştuklarının farkındalar mı? Eğer bir kod yardımıyla bu bilgi onlara verilirse evet farkındalar. Ama bilinçli bir farkındalık dahilinde olmayacak bu bilgi aktarımı. Peki size bir sorum olacak, sizce biz ‘0’ ve ‘1’lerden mi oluşuyoruz?

Elon Musk  yaşadığımız hayatın ve bu evrenin bir simülasyon olduğunu savunmakta. Bazıları bu hayatın sadece bir bilgisayar kodu ya da daha gelişmiş medeniyetlerin bizim için kullandığı bir simülasyon sistemi olduğunu savunuyor. Hep birlikte düşünelim şimdi.

Bizden daha gelişmiş medeniyetler var, bu medeniyetler bir sebeple bizim içinde olduğumuz ve tepkilerimizin sonuçlarını simüle ederek sonuçlarını inceliyor. Bunu yaparken bizim konuyla ilgili herhangi bir farkındalığımız olmamasına özen gösteriyorlar ama zihnimizin sınırlarını özgür bırakıyorlar.
En kuvvetli tez olarak savunulan bu senaryoda korkutucu olan şey ise insanlık olarak özgür olduğumuzu düşünürken bu hissin bilinçli olarak bizim düşünce sistemimize programlanması veya işlenmesi. Bir saniyeliğine düşünün; bir oyunun içinde yönetilen kodlar olabiliriz, bir deney için programlanmış kodlar olabiliriz…
Aslına bakarsak dünyada en fazla inananı bulunan dinlerden birisi olan İslam da bir simülasyon temeline dayanıyor. Tanrı sadık kullarını denemek adına bir evren yarattı ve bu evren süresi geldiği zaman duracak. Durduğu zaman kullar; inananlar-günahsızlar ve inanmayanlar-günahkarlar olarak ikiye ayrılacak.

Sizce simülasyonu yönetiyor muyuz yoksa tam ortasında mıyız?

Instagram hesabımızda sizler için küçük bir test hazırladık, simülasyon ile ilgili fikirlerinizi bizimle paylaşmak için sizleri EAO MAG Instagram sayfasına davet ediyoruz.

 

 

 

 

 

GÖRSEL KAYNAKÇA:

https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly9lbi53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvRmlsZTpFTklBQ19QZW5uMS5qcGc

https://www.pbs.org/newshour/economy/making-sense/why-elon-musks-tweets-matter-to-the-sec

https://io9.gizmodo.com/reimagine-classic-movies-through-the-acid-trip-style-of-1820997042

Çağatay Yıldırım

Çağatay YILDIRIM. İç Mimar, Tasarımcı, Yazar.

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR