Sıradışı Bir İnternet Dergisi

Tag archive

yabancı diziler

Bir Hukuk Firmasından Zihinlerimize | SUITS

Neler İzliyoruz Kategorisinde Tarafından

Görüp görebileceğimiz en havalı hukuk dizilerinden olan Suits, 2011’de yayın hayatına başlayıp 2019’da biten uzun soluklu bir iş. Aralarında, Sussex düşesi unvanını taşıyan Britanya Kraliyet Ailesi eski mensubu Meghan Markle’ın da bulunduğu ikonik kadrosuyla geniş bir hayran kitlesine sahip olan dizi temelde Harvey Specter ve Mike Ross adlı iki karakterin hikayesine odaklanıyor.

Devamını Oku

Öteki Taraf’ın Felsefesi

Felsefi Kategorisinde Tarafından

Görüp görebileceğiniz en keyifli kurgulardan biri olan The Good Place, güldürürken düşündüren tanımına en çok uyan komedi dizisi olabilir. Komedi dendiğine bakmayın, dizi aslında tamamen felsefi ve distopik temellere dayanıyor, ya da ütopik.

İşte bu ikilem, işin en keyifli kısmı diyebiliriz. İyilik/kötülük kavramlarını sorgulayan ve ölümden sonraki yaşama dair sorulara cevap arayan dizi gerek replikleriyle, gerekse yarattığı karakterlerle enfes bir seyir zevki çıkarmış ortaya. 

Hem öğretici, hem eğlenceli, hem de hayli özgün. İzlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor ve bir süre sonra resmen bitmemesi için yalvaracak hale geliyorsunuz.

Alanında başarısı tartışılmaz olan ödüllü yapımcı-yazar Michael Schur, The Office, Parks and Recreation ve Brooklyn Nine-Nine gibi efsanelerden sonra bu dizinin altına da imzasını atıyor ve başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Dört sezonluk bu hikaye, seyirciyi her anlamda tatmin ediyor ve hafızalarda güzel kalıyor.

Bu devirde bunun ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Dizilerin güzel başlayıp felakete sürüklenmesi veya harika başlayıp hayal kırıklığına dönüşmesi olayı oldukça yaygın çünkü.

Her bir karaktere gereken özenin verildiği ve yaşananların tatlı bir bütün oluşturduğu The Good Place, anlatmak istediğini kademe kademe güzelce anlatıyor ve sonrasında kendisini hiç bozmadan seyirciye veda ediyor. Eğer hala bu bol sürprizli ayakları yere basan, bir yandan da bulutların üstünde uçan şamatayı duymayan, izlemeyen varsa koşa koşa gitmesini tavsiye ederim.

 

Görsel Kaynakça:

  www.imdb.com

Beden Dilinin Sırları: Yakalanmayacak Yalan Yoktur

Neler İzliyoruz Kategorisinde Tarafından

Oyuncuların iyi performanslar sergilemekten öte, canlandırdıkları karakterlere dönüştüğü yapımları çok severim. Hele bir de hikâye güçlüyse, tadından yenmez.

Üç sezonluk bir dizi olan Lie to Me tam olarak böyle bir iş. İnsana verdiği seyir zevki sadece işlediği konulardan kaynaklanmıyor.

Evet, mikro ifadeler, beden dili, hislerimizin ağzımızdan çıkan her bir kelimeye güçlü şekilde yansıyor oluşu oldukça ilgi çekici şeyler. Ama bunlara ek olarak, Tim Roth’un inanılmaz performansı ve Kelli Williams’ın ona harika eşlik etmesi işi çok daha keyifli kılıyor.

Dünyanın en iyi yalan uzmanı olan Cal Lightman’ı ve şirketini anlatan dizi bir yandan polisiye hissi verirken aynı zamanda büyük bir gizem çözme temasına tutunuyor. Her bölümü birbirinden sürükleyici ve özenli kurgusu izleyiciyi cezbediyor.

Sherlock Holmes’un biraz daha itici versiyonunu izlemek sizin için sorun olmayacaksa, Lie to Me’nin size çok şey vaat ettiğini söyleyebilirim. Karakterler arasındaki ilişkiler, heyecan ve merak unsurunun hiç kaybolmaması, var olan sarkastik hava… Her biri sizi bu işe bağlayacak önemli unsurlar.

Başlangıçta biraz garipsediğiniz, sonrasında ise asla vazgeçemediğiniz bazı şeyler vardır ya, bu dizi aynen öyle. Hızlıca alışıyor ve alışınca kopamıyorsunuz.

Tamamını çok kısa bir sürede tüketmeniz olası. 2009 yapımı olmasına rağmen kayda değer düzeyde kaliteli olması da artılarından biri. Biraz insan doğasına, biraz da psikolojiye ilginiz varsa hiç kaçırmayın derim!

 

Görsel Kaynakça:

  www.imdb.com

  www.amazon.co.uk

  www.beyazperde.com

Git Yukarı