Gece
Gündüz

Beyoğlu’nun Üç Lezzeti

21 January 2022
3 dk'lık okuma
Kış gelince benim enerjim çok fazla düştüğünden ve kendimi hep sokaklara attığımdan sürekli uğradığım yerler oluyor haliyle. Bir gurme ya da müdavim havalarına sokmak istemiyorum kendimi elbette ama aynı yerlere gitmeyi severim. Neticede alışıyorsun.
Bu yazımda da sizlere canım Beyoğlu’nda gittiğim üç mekânı ve kış zamanı sık sık yaptığım üç lezzet deneyimimi paylaşacağım.
Bu arada bunlar bana özel değil, Beyoğlu severlerin bildiği ve uyguladığı deneyimler.
Şimdi karnınız tok ve gün içinde yürüyüşe çıktınız. E hava da soğuk içiniz ısınmalı…
İlk durağımız İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Saray Muhallebicisi. Efendim Saray Muhallebicisine giriyorsunuz ve çok meşhur saleplerinden sipariş ediyorsunuz. Saray Muhallebicisinin salepleri bence çok özel. Kıvamı, lezzeti ve tadı. Bir de üstündeki zencefil… Evet Saray Muhallebicisine özel bir tarif ve sunum bu. Salep üstüne tarçın ve zencefil. Efsane bir uyum ve tat. Birçok yerde salep içtim ama oradaki tadı bulamadım. İşte bu nedenle şiddetle tavsiye ediyorum.
İçimiz ısındı mı? İlk soğuk darbesini bu harika lezzet ile atlattıysanız yürümeye devam. İkinci lezzet daha güzel.
Salep tatlı ama tatlı severler için kesmeyebilir. E soğuk bir yandan, yürümek bir yandan enerji de kaybediyoruz. Şimdi lezzeti ile meşhur tarihi bir tatlıcıya gidelim. Balık Pazarından girelim ve Nevizade’ye inmeden hemen sol. Tarihi Cumhuriyet işkembe salonunun az ilerisinde sağda. Sakarya Tatlıcısı…
Yine tarihi denebilecek eskilikle kurulan ve yıllardır Beyoğlu’nda varlığını sürdüren bu küçük, mütevazi tatlıcı harika. Buradaki tüm lezzetler özel ama iki tanesi hem meşhur hem de müthiş lezzetli. Çoğu insan bunun için ziyaret ediyor tatlıcıyı. İki özel meyve tatlısı: Kabak ve ayva…
Benim favorim kabak tatlısıdır ve mutlaka ayda bir giderim. Üstüne dökülen tahin ve ceviz ile bambaşka bir hale dönen tatlı Sakarya Tatlıcısının spesiyali bence. Kabaklar özel seçilmiş ve özenle pişirilmiş. Şerbeti, lezzeti ve sunumu harika. Yanında da sıcacık çayı unutmayın.
Harika kabak tatlısından sonra artık hava kararmaya başlamış ve soğuk bastırmış olabilir. İngiliz Konsolosluğuna göz kırpıp Galatasaray Lisesine çıkan sokaktan sağa dönüp İstiklale devam ediniz lütfen ve üçüncü lezzet…
O kadar tatlıya artık daha özel ve biraz ekşi bir lezzet, tabii ki sıcak şarap… Beyoğlu’nda birçok yer var. Şarap evleri, mekanlar… Hemen hemen hepsinde de deneme fırsatım oldu ama bir yer var ki; orası kadar güzel ve lezzetli sıcak şarap servis eden mekan görmedim.
Ada Kitabevi… İstanbul Barosunun altında bulunan yemekleri ve servisleri ile ünlü Ada Kitabevi. Eskiden baya baya kitabeviydi, kütüphane gibi. Müzik de vardı. Hatta bir kere Candan Erçetin ile karşılaşmıştım orada. Şimdilerde daha çok kafe ve yemek üzerine yoğunlaştı.
Evet konumuza dönelim: Ada Kitabevinde sıcak şarap. Birçok yere kıyasla sıcaklığı, lezzeti ve aroması farklı. Biliyorsunuz sıcak şarabı yapmanın bir püf noktası ve ayarı var. Ada bunu çok iyi başarıyor.  İçine katılan meyveler ve olmazsa olmaz tarçın. Efsane lezzetli oluyor. Kimisi portakal ekliyor ısıtırken, kimisi elma. Bazıları kuru meyve tercih ederken, bazıları çok çeşit yapıyor.  Ada Kitabevinde böyle çilek, elma, orman meyveleri ile ısıtılmış harika bir lezzet şölenine dönüştürüyorlar şarabı. Soğuk kış günlerinin de eşsiz bir lezzeti haline geliyor.
Beyoğlu’ndaki üç mekana özel sevdiğim üç lezzeti sizlerle paylaştım.  Salep, kabak tatlısı ve sıcak şarap. Yolunuz düşerse muhakkak gidin. Gördüğünüz gibi kışı sevmek için fırsatlar yaratıyorum kendime. Hem de lezzetli fırsatlar…
Sevgiler…

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR