Gece
Gündüz

Deli ve Dahi

5 May 2019
yazdı
2 dk'lık okuma

“En son ne zaman sinemaya gittiniz?” sorusuyla başlamak istiyorum yazıya. Eğer yakın zamanda sinemaya gitme planınız varsa gelin size biraz rehberlik edelim. Deli ve Dahi (The Proffesor and Madman) filminden bahsediyorum!

3-2-1 FİLM BAŞLIYOR…

Film, ilk andan itibaren sizi yakalıyor. Nasıl mı? Oldukça hareketli bir kaçma kovalama sahnesiyle başlıyor, arkadaki fon müziği, oyuncuların mimikleri, çekilen sahnenin karanlığıyla sinema salonundaki karanlığın harmanı ile sanki kaçan veya kovalayan sizmişsiniz gibi diken üstünde izlemeye başlıyorsunuz filmi. Artık alışageldiğimiz efektli, canlı, fantastik eklemeleri olan filmlerin çokluğu içinde sadeliğiyle göz kamaştırıyor çekimler. İki farklı hayatın arasında kendinizi bunalmış, “Aay şurada ne olmuştu?” cinsinden soruların beyninizde türemesine izin verecek şekilde sıkıntılar basarak koltukta kaykılmış otururken bulmuyorsunuz. O kadar birbirine uyumlu ki ne göz yoruyor ne de kafanızda binbir türlü karmaşıklık oluşuyor. Son derece akıcı, sahnelerin geçişi esnasında damağınızda en sevdiğiniz tatlıyı yedikten sonraki his kalıyor; huzurlu, tatmin olmuş, bir parça daha isteyen, merağı taze tutan bir his…

MÜKEMMEL EKİP ÇALIŞMASI

Yönetmen koltuğunda Todd Komarnicki oturuyor yanı sıra filmin senaryosunu da Farhad Safinia ile birlikte kaleme alıyorlar. Oyuncu kadrosu ise Oscar ödüllü, yüzlerini ekranlarda dört gözle aradığımız başarılı oyunculardan oluşuyor. Altın küre ödüllü Mel Gibson ve tarihin en iyi oyuncuları arasında gösterilen Sean Penn başrolü paylaşıyorlar. Game of Thrones’un bebek yüzlü Margaery Tyrell’ı Natalie Dorner da oyuncu kadrosuna dahil. Her saniye yönetmeninden oyuncusuna, senaristinden yapımcısına ekip çalışmasının ne denli uyum içerisinde olduğunu görebiliyorsunuz. Daha pek çok başarılı ismi bünyesinde barındıran Deli ve Dahi, izleyicisine sinema salonlarına girme nedeninin gerçek bir sanata şahitlik etme hissini sonuna kadar veriyor zaman geçirme aracı olarak görülen filmlerin aksine…

GERÇEK HİKAYELERİN ETKİLEYİCİLİĞİ

Evet böyle de bir gerçek var. Film, dil öğrencilerinin yakından tanıdığı Oxford İngilizce Sözlüğü’nün yazım aşamalarından esinlenerek gerçek bir hikayeden ortaya çıkartılmış bir senaryoya sahip. “Kafaya atsam beyni dağıtır herhalde” diye taşımaya ya da içini karıştırmaya üşendiğimiz sözlük… Gerçekten alıntı hikayeyi işlemek sanatın başlı başına ayrı bir dalı. Bir sözlüğün yazılışını gördüğünüz kadar, kültürel değerlere sahip çıkmanın öneminin altını da çiziyor Deli ve Dahi. Dil kültürün beşiğidir çünkü. Tarihin derinlerinden köklere ışık tutmak gerçek anlamda tutkusuz yapılamayacak bir şey. Buna gözlerinizle şahitlik ediyorsunuz. Bonus olarak İngiliz kültürüne sempati duyanların filmi daha çok beğeneceğine eminiz zira dokusunda bu kültürün fonunu kullanan Deli ve Dahi’yi izlerken iliğinize kadar İngiliz soğuğu işleyecek… Kelimelerin sırrına vakıf olmakla beraber hiç bilmediğiniz, gitmediğiniz topraklarda esen fırtınaları içinizde bir yerlerde duyacağınız garanti.

Eğer tek bir kelimeyle anlatılması gerekirse sözlükten bir kelime Deli ve Dahi için çok uygun: PERFECT.

Hala seyretmeyenler için filmin fragmanını da aşağıya bırakırken seyredeceklere iyi seyirler diliyoruz.

 

 

Melike Kongu

Ege Üniversitesi reklamcılık bölümü ve Anadolu Üniversitesi antrenörlük eğitimi mezunuyum. Edebiyat ve 19 yıldır uğraşmakta olduğum dövüş sanatları en büyük aşkım. Boş vakitlerimi roman yazmak, resim yazmak ve yabancı dil öğrenmekle geçiriyorum. Cehennem Çiçeği, Ay Yükselirken ve Kara Defter isimli üç romanım var. İyi derecede İngilizce ve Japonca biliyorum.

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR