Sevgili okurlar, Ekran001’in yeni bölümünde tekrar kavuştuk. 2021’in Ekran001 kapanışını, tüm sene konuştuğumuz konuların toplu bir özeti ile bitireceğim. Efendim bütün sene oldukça fazla konu hakkında konuştuk. Televizyon sektörünün tüm dinamiklerinden bahsederken bir önceki bölümde konumuz seyircilerdi. Bu yazımda başlığa “Sektörün Omurgası” dedim. Omurga insanın ana kemiği değil midir? Omurga demek bir insanın dik durmasını sağlayan en önemli desteği değil midir? Bana göre her işin her sektörün de bir omurgası vardır. Televizyon sektörünün omurgası aslında yeniliğe açıklıktır. Bunu kararlılık ve emek ile beslerler. Peki bizim seyircimiz yeniliğe açık mı yoksa işin sektör tarafı risk sevmiyor mu?
Çoğu yazımda bahsettiğim gibi “Türk dizisi izlemem” kalıbını kırmamız için neler yapılabilir? Esas meselemiz bu. Öncelik iyi senaryodan geçiyor her zaman ki gibi.. Ekranlarda aynı işlerin makyaj yapılmış hallerini görmekten sıkılmıyor muyuz? Kadına şiddeti, tecavüzü, tacizi, racon keseni.. Her sezon bir kadının hor görüldüğü, şiddete uğradığı sözde töre dizisi mutlaka vardır. Yine her sezon mutlaka bir avukatımız bir savcımız da hali hazırda cepte.. Bir de üzerine dönem dizisi patlamıyor mu? Konak entrikaları dizilerini lütfen unutmayalım. Her sezon mutlaka müştemilat ve konak arası mekik dokumamız şart..
Bize ne lazım biliyor musunuz? Risk almak. Risk derken.. Bu ülkede istese muhteşem özgünlükte ve yine üstün zeka seviyesinde işler yazacak onca senarist var hepimiz biliyoruz. Fakat kanal ve yapımcı baskıları, özgün senaryoların ve özgür düşüncelerin kafalardan değil çıkışına bu düşüncelerin oluşumuna dahi izin vermiyor. Tüm kafalar körelmiş ve hepsi yalnızca bir erkek bir kadın ve de imkansız aşk temasında yitip gitmiş. Oyuncular doğru proje gelene kadar yüzleri eskiyeceğine iyi kötü kazanabilmek için, içine sinmeye sinmeye total dizisine giriyor.. Kaliteli iş seçen oyuncular kenarda köşede olanları izliyor. Çeşitlilik o kadar az ki her projede sağ baştan say aynı isimler.. Neden? Çünkü bunlar tutuyor, halk bunu istiyor değil mi? Şey bundan halkın haberi var mı ? Farklı işler sundunuz mu?
Diyeceksiniz ki biz sunuyoruz ama halk anlamıyor! Hayır efendim siz anlatacaksınız. Sektörden yazılarımı takip eden bir büyüğüm der ki seyirci anlamadıysa biz anlatamamışızdır. Bu mütevazılığı keşke herkes gösterebilse. Olay, yeniliğe açık proje yaparken tamamen uçmak değil seyirci düzeyine inen bir anlatımla risk almak. Yenilikleri kanallara, yapımcılara ve seyirci düzeyine adapte edebilmek asıl mesele.. Umarım yeni dönemlerde bu yenilikler yapılmaya cesaret edilir çünkü unutmayın her satıcının mutlaka bir alıcısı vardır.
Çok çalışmak, çabalamak, derdini en iyi şekilde anlatmak gerekir bazen. Doğru reklam, iyi kitle analizi ve yazım dilinin her şeyi çözeceğini zaten tüm sektörün bildiğini düşünüyorum. Bazı vasatlıklara alışmak yerine bunları ne kadar iyiye çevirebiliriz çabası gerekli. Mesela sektörün asıl omurgasının yeniliğe açık olmak olduğunu anlamakla başlanabilir.
Her zaman her işin sevgiyle başlayıp sevgiyle bitmesi gerektiğini savunanlardanım. İşinizi hep sevin, işiniz cebinizden çok kalbinizi doldursun.
Her zaman olduğu gibi sevgiyle kalmanızı temenni ederim. Herkese mutlu ve sevgi dolu seneler.