Gece
Gündüz

Get Out (Kapan) Film İncelemesi

15 September 2020
yazdı
3 dk'lık okuma

Herkese merhaba!

Sinema dünyasında pek çok kez ismini duyurmuş bir yönetmen, yapımcı ve aynı zamanda senarist olan Jordan Haworth Peele’den konuşacağız.

YÖNETMEN VE FİLM TANITIMI

Jordan H. Peele, 21 Şubat 1979 ABD’nin New York şehrinde doğmuştur.

Sinema sektöründe Peele, komedi filmlerinde yer aldı. Wanderlust, Keanu, Storks, Oyuncak Hikayesi 4 bunlardan bazıları. 2017 senesinde “Kapan” adlı gerilim filmiyle ilk yönetmenliğini yaptı ve film iyi eleştiriler alıp gişe hasılatı elde etti. Kapan filmiyle, Akademi Ödülleri’nde “En İyi Özgün Senaryo”, “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödüllerine aday gösterildi. İkinci aday gösterilmesini Spike Lee’nin yönettiği “BlacKkKlansman” yapımcılığını, senaryosunu yazdığı “Us” (Biz)  filminin yönetmenliğini üstlenerek aldı.

Writer-director Jordan Peele says that making Get Out represents his “truest passion.”

FİLMİN KONUSU

Şimdi ise filmin konusuna gelelim. Filmin hikayesi hakkında açıkçası ne kadar az bilgi versem o kadar iyi. Bu yüzden fragmanlarda gördüklerimizin ötesine pek kaymamakta fayda var. Beyaz kız arkadaşı Rose’un ailesini ziyaret etmeye gidecek olan siyahi genç Chris, aradaki bu ırk farkı yüzünden biraz ürkektir. Fakat Rose’un ailesinin liberal olduğu ve hiç bir biçimde ırkçı olmadığını söylemesi Chris’in içini biraz rahatlatır. İlk bakışta Catherine Keener ve Bradley Whitford’un harikulade nüanslı performanslarıyla akılda kalan ebeveynler gerçekten de ırkçı değil gibi görünürler. Hatta bir bakıma siyah olmanın avantajlarını savunuyorlardır. Fakat zaman ilerledikçe Chris, beyni yıkanmış gibi görünen insanlarla dolu bu zengin mekanın kendisi için ne tarz bir kabusa dönüşeceğini anlamaya başlar.

                                   

ELEŞTİRİ

Türün hayranı olarak klasik korku sinemasını modern korku’ya tercih etmemin sebeplerinden biri de sanırım eski dönemin en başarılı örneklerinin türün gerektirdiği elementleri sosyopolitik mesajlarla muazzam bir biçimde karıştırmaktaki ustalığıydı. İşte bu birleşimi seven bir korku hayranı ve süspans bazlı modern bağımsız korku sinemasından çok haz almamış bir seyirci olarak Kapan bana resmen ilaç gibi geldi.

Hem konunun sürprizlerini incelikle adım adım açan sağlam bir senaryoya sahip, hem süspans ve atmosfer bakımından türün gereksinimlerini aradan çıkarırken akılda kalan ilginç ve acayip yenilikler sunuyor. Hem de günümüz ABD’sindeki ırkçılık hakkında güçlü bir alegori oluşturan bir mesaj filmi yaratıyor. Bu mükemmel paketin üstüne bu denli başarılı bir korku filminin skeç dünyasından gelen, Kapan vizyona girmeden önce safi komedi ile tanınan Jordan H. Peele’den gelmesi ise harika bir sürpriz oluyor. İlk uzun metraj filmini sunan Peele, komediyle beraber korku dünyasında da kalıcı bir yeri olduğunu kanıtlıyor.

Peele’in Kapan ile son yılların en başarılı sosyal mesajlı korku filmini yaratmaktaki anahtarı, safi tür bazlı süspans ve korku ile sosyal mesajlarını neredeyse inceden hesaplanmış bir denge ile bir araya getirmesi. Hatta bazı konu elementlerinde eski usül korku ile modern sosyal iğnelemeler bir araya gelmiş. Hikayeden ırk ile ilgili sosyopolitik içeriği çıkarırsak gayet tatmin edici bir psikolojik korku filmi var zaten elimizde. Fakat Peele, basit numaralara kaçmadan modern Amerika’nın ırk problemlerini incelemesiyle sosyal soslu özel bir deneyim yakalıyor. Bu meseleye daha yüzeyden bakan bir yönetmen, Rose’un ailesini açıkça ırkçı, “redneck” dediğimiz köylü kafalı maganda tiplere dönüştürebilirdi. Fakat filmin daha alttan giden liberal ırkçılığı incelemesindeki nüans, baştan başarılı olan bu tür filmine ekstra bir doping aşılıyor.

Filmin Being John Malkovich’den tutun Under The Skin gibi birbirinden farklı filmlere göndermede bulunan yaratıcı görsel yapısı büyülüyor resmen. Bunun dışında bütün oyuncu kadrosu, hikayenin gerektirdiği, gerdiği kadar komik olan havasını yakalamayı başarıyor. Bir izleyici olarak filmin Black Lives Matter ve polislerin siyahları öldürmesi etrafında oluşan tartışmalar ile kurduğu bağlantılara daha kişisel bir biçimde yaklaştığımı itiraf etmeliyim. Fakat bir bakıma Kapan gibi bir filmin bu meseleleri takip etmeyen ülkelerde vizyona girmesi önemli çünkü ince ve göze batmayan bir biçimde seyirciyi eğitmeyi başarıyor. Diğer yandan ‘Benim umrumda değil ırk meseleleri, damardan 70’ler stili süspans bazlı korku istiyorum,’ diyenlerdenseniz, o zaman da gayet tatmin olacaksınız. Şimdiden herkese iyi seyirler dilerim.

Yorum Yap

Your email address will not be published.