Mehmet Öz’ün kahvaltı yasaklanmalı dediği bir dönemde bilim bizlere ne demeye çalışıyordu?
Sektörlerin ikinci , üçüncü nesil dalgalara eriştiği bir ortamda beslenme kaçıncı dalgadaydı? Ya da yapmamız gereken özümüze mi dönmekti? Peki her biri birbirinden değerli bilim insanları bu açıklamaları yaparken hangisine inanmalıydık?
Evet bunlara cevap vermek öyle kolay değil. Ki hala yeni doğrular öne sürülürken, kendi doğrularını bile düzenli aralıklarla değiştirirlerken bize düşen sadece kendimizce doğru olanı bulmaktı.
Bu alanda inandığım tek şey var ki: Tek doğru yok, her bireyin kendi doğrusu var. Neyse ki gelişen internet ortamıyla diyetisyenlere ulaşmak daha kolay olduğundan daha temiz bilgiye ulaşır olduk. Korkunç gazete listeleriyle 3 günde 5 kilo vermeli diyetlerin olmadığını, bilinçli şekilde uzun ömürlü, sürdürülebilir beslenme düzenine sahip olmamız gerektiğini aksi durumun ise bizlere ne kadar zarar verdiğini görmeye başladık.
Evet ben de Cemal Süreya gibi kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğuna hep inanmış öyle bir keyifle yapmışımdır. Diyetisyenlerin yıllarca savunduğu en önemli öğün kahvaltıydı. Edebiyat ile bilim bir yürümüştü kahvaltı için…
Peki kahvaltı derken neyden söz ediyoruz? Aslında “kahve altı” sözünden türeyen bir kelimeden bahsediyoruz. Öyle ki 20.yüzyılların başlarında insanların aç karna kahve içmemek için yediği bir öğünken şu an Mehmet Öz’ün söylemleri çok da uzak gelmiyor.
Kalorilerin konuşulmadığı, tartıların bilinmediği bir beslenme şekli olmalı.
Evet insan her şeyde olduğu gibi kendini dinlemeli, ben ne istiyorum demeli, verdiği cevaplara en uygun doğal beslenme ritüelini uygulamalı.
Stres altında yaptığınız diyet size sadece zarar verir. Ruhun beslenmediği yerde beden beslenemez. Siz ki önce bağırsağında bulunan bakterileri mutlu etmelisiniz!!!
“Yasak” kelimesi, kibrit kutularının olduğu bir diyet listesi sadece sizi genelleştirir. Oysa ki siz biriciksiniz. Spiritüel ya da bilim dünyası ikisinde de biriciksiniz.
Sizi en sağlıklı bedene götürecek yine kişiselleştirilmiş diyettir.
Yani bedeninizi bilmektir.