Gece
Gündüz

Bir Kıskançlık Öyküsü: Medusa

12 June 2019
2 dk'lık okuma

Tanım olarak kıskançlık bir kişinin veya bir ilişkinin yitirilmesinden korkulan, karmaşık bir ruhsal yaşantı ve olumsuz tutumdur. Bunun dışında başkasının sahip olduğuna kendisinin de sahip olma gerekliliğini hissettiren bir duygudur. Medusa’nın hikayesi tam da bu duygu yüzünden başlamıştı.

12 Oliposlu’yu hepimiz biliriz; kudretli Zeus’u, denizlerin efendisi Poseidon’u, yer altı dünyasının efendisi Hades’i, yaşadıkları Olimpos Dağı’nı ve birçok kahramanlık hikayesini. Ben ise size bu kudretli olayların içinde olmadığı bir kıskançlık ve arzu hikayesinden bahsedeceğim, size Medusa’dan bahsedeceğim.

Medusa 3 Gorgon kız kardeşten tek ölümlü olan olarak dünyaya geldi. Güzelliği ise sadece insanların değil Olimposlular’ın dillerindeydi. Medusa bu güzelliği ona bahşeden Tanrılara minnetini göstermek için kendisini, zekası ve güzelliğiyle tüm Tanrılar arasında öne çıkan Zeus’un en sevdiği kızı Athena’nın hizmetine adadı. Athena’nın tapınağında hizmetkar olarak yaşayan Medusa becerileriyle diğer tüm canlılardan kendini ayırmıştı.

Athena asırlarca kainatın en güzeli olarak anılmıştı. Bu onun gözlerini ve hislerini kör etmişti. Tüm canlılar Medusa’nın güzelliğinden etkilenirken Athena bunun farkına varmamıştı. Fark etmesi ise hem kendisi hem de Medusa için büyük bir trajedi olacaktı.

Athena amcası olan Denizler Tanrısı Poseidon ile aşk yaşıyordu. Poseidon sevgili Tanrıçası Athena’yı görmek için sürekli onun tapınağına giderdi. Ve bir gün sevgilisinden daha güzel ve saf bir güzellikle karşılaştı. Ona aşık olmaya başlıyordu. İçindeki duyguları Tanrılar katında hor görülmemek için bastırıyordu. Ta ki bir gün gizlice girdiği sevgilisinin tapınağında Medusa’ya sahip olana dek.

Yaşanan olayın duyulması ise çok uzun sürmedi. Athena’nın da içinde bulunduğu Olimposlular tarafından duyulan bu olay Athena’yı tüm canlıların önünde küçük düşürmüştü. Zaman içerisinde farketmediği bu durumu hazmedemeyen Athena öfkesini masum Medusa’dan çıkarmaya karar verdi.

Phorkus ve Keto’nun masum kızı Medusa yaşadıklarının üzüntüsüyle Athena’nın tapınağında yaşamaya devam ederken Athena’nın öfkesi her geçen gün artıyormuş. Ve sonunda öfkesine engel olamayan Athena, Medusa’yı bir canavara dönüştürmüş. Güzelliğinden eser kalmayan Medusa’nın sırma gibi saçları bir yılana dönüşmüş. Ama bu da Athena’nın öfkesini dindirmeye yetmemişti. Ona bakmaya çalışan herkesi taşa çevirmesi için Medusa’nın gözlerini de lanetlemişti. Etrafındaki herkesi taşa çeviren Medusa, Athena tarafından Hyperborea’ya sürüldü.

Ama bu da herkes tarafından aşağılandığını düşünen Athena’ya yetmemişti. Öfkesi sürekli çoğalan Athena artık Medusa’nın yaşamasını istemiyordu. Bunun için de üvey kardeşi Argos Kralı Akrisios’un kızı Danae’nin oğlu Perseus ile anlaşmış. Üvey kız kardeşi Medusa’nın gözlerine bakarak taşa dönüşmemesi için Perseus’a bir kalkan vermiş. Perseus bu kalkan sayesinde Medusa’nın kafasını gövdesinden ayırmış.

Medusa’nın ölüm haberi geldiğinde Athena’nın öfkesi de son bulmuştu. Ama Athena’nın da, Poseidon’unun da, Medusa’nın da bilmediği bir şey vardı. Yüce Poseidon Medusa’ya sahip olduğu gece onu hamile bırakmıştı. Perseus’un kılıcıyla kafası kesilen Medusa’nın boynundan çıkan iki damla kan denize düştüğünde iki çocuğu dünya’ya gelmişti; Pegasus ve Chrysar…

.

Çağatay Yıldırım

Çağatay YILDIRIM. İç Mimar, Tasarımcı, Yazar.

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR