Uzun bir aradan sonra Ekran001 serisinde yine birlikteyiz sevgili EAOMAG okurları. Gündeme dair konularım birikir birikmez hemen oturdum başına.. Bilmeyenler varsa diye bu köşede ekrana dair olup biten ne varsa hep beraber konuşuyoruz.. Bakalım bu hafta neler konuşacağız..
Malum yaz geldi. Haliyle televizyon ekranlarında yaz dizileri sezonu açılmış oldu. Buraya arkadaşlarımla kumsalda çektirdiğimiz fotoğrafı bıraktım bu vesileyle.. Çünkü yaz demek benim için arkadaşlık dostluk kardeşlik demek. Çünkü yaz geldiğinde hep en eski dostlarımı görürüm. Fakat televizyon ekranı pek öyle değil. Nerede o eski yaz akşamları.. Bu yaz da hep holding, entrika efendim bir takım şapşal asistan klişesi dozu alacağız belli. Ara sıcak olarak da üzerine zengin kız fakir oğlan ektik mi oldu mu size yaz dizisi.. Peki ne zaman değişir bu devir.. Ne zaman eski dostlar bir araya gelmiş temalı dostluk ve arkadaşlık içeren entrikanın e si olmayan bir iş izleyeceğiz? Yaz demek samimiyet, sıcaklık değil midir mesela? Ben bunu projelerde arıyorum ama o terkedilmiş ve üzerinde de oynanmayan yapaylığı görünce üzülüyorum..
Bir başka can sıkıntım mafya dizileri.. Sürekli insanlar birbirlerini vuruyor, insanlar kaçırılıyor, şiddetin bini bin para.. Bir kere olur iki kere olur sürekli neden oluyor? Bunca kötülüğün içinde televizyonu açtığımızda birilerini öldürmek için yaşayan insanlar görmeyelim.. Yapacaklar madem ,kadınlardan harem kurmuş dizi karakterlerini güzel göstermesinler mesela.. Kadının namusu adı altında yapılan psikolojik şiddeti de görmeyelim değil mi? Ne bileyim töre dizilerini bir süre izlemeyelim. İnsanlar izliyor diye tutmuş dizi konseptleri tekrarlanmasın..
Dizi izleyicisi olup yorumlarınızı sosyal medyada yazmayı seviyorsanız eğer diziler ile ilgili çıkan haberleri de görüyorsunuzdur. Bu haberler ne yazık ki ara ara can sıkıcı olabiliyor. Yalan haber de çıkabiliyor dizi ile ilgili ipucu (spoiler) da verilebiliyor. Ne yazık ki bunlar izleyicinin heyecanının kaybolmasına sebep oluyor dolayısı ile ekibin emeği boşa gitmiş oluyor. Benim bildiğim etik aynı etik, bir gazeteci bunu yapınca etik çerçevesi içerisine mi giriyor? Aslında etiğin ne olduğunu düşünmesi gereken gazeteciler değil onlara bu bilgileri verenler.. Peki dizisi ile ilgili bilgi sızdırılan yapımcılar, senaristler, oyuncular bu durumdan hoşnut mu? Bu konular bana göre tartışmaya açık olmasa da anladığım üzere dizide ne olacağını söylemek bir gazeteci yazınca etik olabiliyormuş ve bizim bunu tartışmamamız gerekiyormuş. Yorum sizin..
Sosyal medyada rastladığım beni bir hayli üzen ve sinirlendiren bir olaydan da bahsedeceğim. Ünlü bir şarkıcı ile ünlü bir oyuncu birlikteliklerini sosyal medyadan ilan ettiler. Ediş o ediş oldu linçler durulmadı. Ne ünlü şarkıcı hanımefendinin geçmişi kaldı ne de oyuncu beyefendinin. Kim diyenler olacak ben köşemde isim vermeyi tercih etmiyorum çünkü zaten anlayan anlıyor ve polemiklerden de kaçınmış oluyorum. Bu ünlü şarkıcı hanımefendinin geçmiş ilişkisi ile beyefendinin geçmiş ilişkileri mi kıyaslanmadı, günlerce Twitter gündem listelerinde mi kalmadılar neler neler.. Okuyayım dedim aklıma mantığıma sığmayacak yorumlar.. İkisini de seversiniz sevmezsiniz anlarım kimseyi sevmek zorunda elbette ki değiliz ama klavye başından hakarete varan ifa
deler yazmak bir suç biliyorsunuz değil mi? Bu arada beyefendi oynadığı dizi karakterinden bağımsız birisi umarım bir gün bu fark edilir.. Çok sevilen ve benimsenen bir dizi karakterinin aşkından yola çıkarak karakteri canlandıran beyefendinin aynı aşkı yaşayacağını düşünmek hangi kafanın eseridir bilinmez.. Arkadaşlar şu konuda anlaşalım herkes istediği kişiye aşık olabiliyor bu seçilebilen bir şey değil ne yazık ki. Ve onlar da insan, bunları okuyup üzülüyorlar işin kötüsü bu insanların aileleri var.. Umarım artık hayatınızı tanıdığınızı sandığınız tanınmış insanlara hakaretler etmekle geçirmezsiniz sevgili seyirciler..
Ve gelelim “body shaming” meselesine. Efendim artık kadınların vücutlarını rahat bırakır mısınız? Sevgili magazin basını deyim yerinde ise kadın bedeni üzerinden eleştiri yapmanın bağımlısı olmuş durumda. Yaz aylarında bikinili resim veren kadın ekran yüzlerini neden rahat bırakmıyorsunuz? Kilo almış vermiş bunları konuşmak, vücutlarının her bölgesinin kare kare sosyal medya hesaplarımızda dolaşması beni çok rahatsız ediyor. Ben ünlü olmayan birisi olarak bu durumdan rahatsızlık duyuyorum fotoğrafları boy boy çekilen hanımefendilere sabır diliyorum. Yapmayın ne olur. İncitici yorum yazan muhabirler ne olur bir kere düşünsün kendilerine yapıldığını.. Ve o haberleri görüp üzerine bir tekme daha vuran ve vücut eleştirisi yapan sosyal medya kullanıcıları da düşünürse çok sevinirim..
Bende huy olmuş genelde yazılarımı sevgi ve saygı dileyerek bitirmek. Özellikle ekran köşesinde buna çok fazla ihtiyaç duyuyorum. Unutulmasın ki sanatçı toplumu aydınlatır, ve çoğunlukla da toplumdan beslenir.. Hatalarımızdan, yaşayışımızdan üzüntülerimizden ve sosyal medya sayesinde yazdıklarımızdan.. İşte bu yüzden nasıl bir toplum olursak bizim içimizden çıkacak sanat da bize benzer, bizimle şekil alır. Yani en azından ben böyle düşünüyorum.
Yepyeni konularla gündemlerle hep görüşeceğiz ama birbirimizi sevmeyi ve saygı duymayı unutmayalım. Ve unutmayalım ki yazdıklarımız ağzımızdan imkanımız olsa zaten çıkacak olanlardır.. Sevgiyle ve saygıyla..