Gece
Gündüz

Bilinmeyen 5 Polisiye Kitap Önerisi

28 December 2019
yazdı
3 dk'lık okuma

Bir sayfanın bile verdiği heyecanı kendi hayatınızdan bir kare gibi yaşatan, sayfa sonuna geldiğinde soluksuz bir şekilde kendini bulan polisiyeseverlerden misiniz siz de?

Okurken adeta kendine “kelepçeleyen” polisiye kitaplar listesini veriyoruz, hazır mısınız?

KATRE-İ MATEM (İskender Pala) 

 

İlk önerimize bir Türk yazarın kitabıyla başlayalım dedim. Katre-i Matem, bizi 1700’lü yılların Osmanlı’sına götürüyor; Lale Devri olarak adlandırılan boynu bükük lalelerin içten içe kaynayan çalkantılı dönemine… Listemizdeki en değişik kurguya sahip, polisiye tanımının sınırlarını kendi çerçevesinde zorlayan bir dönem polisiyesi ile karşınızdayız. Bir devre adını veren çiçeğin diplomasi üstündeki etkilerini okurken sizi soluksuz bırakan bir aşk hikayesinin ortasına düşecek ve karanlık bir cinayetin iç dünyanızda bırakacağı derin izlere satır satır kendinizi kaptıracaksınız. İskender Pala, buram buram ustalık kokan kalemiyle harika bir polisiye sunuyor polisiyeseverlere…

PSİKİYATRİST (Wulf Dorn)

Hayatında bir kere bile polisiye okumamış fakat okumak isteyenlere ilk tavsiye edilen, herkesin kulağına illaki çalınmış bir kitap Psikiyatrist… Başarılı, genç bir psikiyatrist olan Ellen Roth’a gelen şiddet mağduru özellikle ilginç bir kadın hasta, genç doktorun hayatını alt üst edecek ve tek bir seçenekten başka çare bırakmayan korkunç bir labirentin ortasına savuracaktır. Bir psikiyatristin bile akıl sağlığı konusunda kendisini zihninin en koyu köşelerinde sıkıştıracak gerilimi en yüksek voltajda hissedeceğiniz polisiye, okurken tüylerinizi diken diken edecek ve aynadaki çıplak yüzünüzle çarpıştırabilecek güçte. Wulf Dorn’un da dediği gibi: “Gerçek seni bulacak.”

YAKUZA CİNAYETİ (Paul Kemprecos)

Şimdi ise sizi dünyanın öteki ucundaki minik fakat rengarenk bir ülkenin bağrından çıkan suç örgütünün işin içine karıştığı bir polisiye dünyasına götürüyoruz. Yakuza Cinayeti aslında anlatılmaktan öte kesinlikle okunup yaşanması gereken bir polisiye kurgusu. Paul Kemprecos’un basit bir balıkçının gizemli bir şekilde cesedinin bulunması üstüne sıradan görünen hayatların gerçekte ne gibi sırları taşıyacağını gösterdiği Yakuza Cinayeti su gibi akıcı öte yandan su gibi de derin bir polisiye romanının eşsiz lezzetini gözlerinize sunuyor.

ASLA ARKANA BAKMA (Tess Gerritsen)

Açıkça söylemeliyim ki dünyada bu kadının kaleminden daha nefis bir polisiye-gerilim kalemi tanımıyorum, okumadım. Bilen varsa söylesin lütfen. Uzak Doğu’dan çok uzaklaşmadan biraz daha Günaydoğu Asya’ya iniyoruz. Tayland ve Vietnam’ın el değmemiş topraklarında babasından kalan içini kemiren şüpheleri peşinde iz süren inatçı Willy Maitland’in sürdüğü izler boyunca karşılaştığı korkunç manzaralar, katilleri tarafından gözü kapalı öldürülen insanların geçmişin siyah sırlı perdesi aralandıkça ileriye gitmektense daha derin çukurlara düştüğü, aşk ve korkunun sımsıkı sardığı “Asla Arkana Bakma” her cümlede kitabın adının hakkını verecek şekilde sizi daima bir sonraki sayfaya taşıyarak nefessiz bırakan bir polisiye. Tess Gerritsen gerilim ve polisiyenin dünya edebiyatındaki kraliçesi olduğunu bu kitapla imzalamış adeta. Bize de okumak düşüyor pek tabii… Bu kitaptan sonra Tess Gerritsen’ın hastası olacağınıza hiç şüphem yok, geri kalan kitaplarını da okumak için delireceksiniz.

BİR PSİKOPATIN GÜNLÜĞÜ (Alein Kentigerna)

Amerikan polisiye dizilerinden aşina olduğumuz polis departmanlarından birinde geçiyor son önerimiz. Dedektif Rachel Kowalski’ye hiç beklemediği bir gecede gelen kara haber genç kadının alışageldiği hayatını tersine çevirecektir. Mutlu bir evlilik sürdüğü düşünülen bir çift ansızın yatak odalarında öldürülür. Cinayet yerinde tüyler ürpertici bir şekilde bırakılan gizemli kriptogramlar Boston Polis Departmanı cinayet masasını aniden hareketlendirecek bir korkuya sürükler. Evli çiftleri hedef alan yeni bir seri katil mi türemiştir yoksa yıllar öncesinin en karanlık seri katili olarak bilinen “Boston Kurdu” kaldığı yerden devam etme kararı mı almıştır? Karlı bir dağ eteğinden başlayıp yirmi yıl sonrasına sıçrayan buz gibi bir sır peşinden birçok insanı koşturtacak, satırlar arasında Rachel’in bir kadın dedektif olarak savaşına şahit olurken her sayfada beyninizde artan soru işaretleriyle heyecan dorukta bir halde kıvranacaksınız. Bir Psikopatın Günlüğü sarsıcı gerçekleri ve hiç umulmadık gidişatıyla okuduktan çok sonra bile etkilerini hissedeceğiniz müthiş bir kurgu.

 

Herkese iyi okumalar dilerken “kelepçeleriniz” konusunda sağlam bir zihin de diliyorum!

 

Melike Kongu

Ege Üniversitesinde reklamcılık okuyorum. Edebiyat ve 17 yıldır uğraşmakta olduğum dövüş sanatları en büyük aşkım. Boş vakitlerimi yazmakta olduğum Cehennem Çiçeği adlı kitapla ve yabancı dil öğrenmekle geçiriyorum. İyi derecede İngilizce biliyorum.

Yorum Yap

Your email address will not be published.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR